* “(...)Durmadan akan sayılar, resimler ve sesler... Her biri, kalıcı bir yer kazanmak için hâfızalarımıza şeytanî stratejileriyle saldırırken, ‘ahir zamanda hâfızların göğsünden Kur’ân’ın nasıl nez’ ediliyor olduğu’ hakkında fikir veriyor olsa gerek!” (Adnan Nacir)

* “Hayat neydi? ‘Vasat’tı değil mi? Yani ortalamayı tutturmak... Diğerleri neydi? Biri tefrit: Azın azı, çok az, yetmeyecek kadar... Biri de ifrat: Çoğun çoğu, arttıkça artmış, arttırılmış...” (Ali Hakkoymaz)

* “(...)Sırf şuralı veya şu’cu diye insanlarla arasına mesafe koyup kendisinden uzak olanları kendisine yakın olanlardan daha negatif karşılamak adalete engel oluyor.” (Büşra Bakırcı)

* “(...)Arapça harflerin telâffuzu ile o harfin yazılışı birbirine benzemektedir. (...) Gerçekten Arapça boş yere Kur’ân’ın dili değil!” (Emine Sultan Çakır)

* “Ne zaman kabristanlar şehrin dışına taşındı ve camiler haziresiz kaldı, o zaman ‘Nasıl yaşarsan yaşa, âkıbet gelir başa!’ sözünün yalnızca ‘nasıl yaşarsan yaşa’ kısmı insanın odak noktası hâline geldi, âkıbet pek düşünülmedi!” (Fatma Zehra Şimşek & Duygu Yüksel & Esra Yavuzyiğitoğlu)

* “İmtihan, türü ne olursa olsun zor, evet; ama kazanmak kolay! Çünkü doğru cevaplar belli. Doğru cevap, Sünnet-i Seniyye...” (Handenur Yaşar)

* “Âdemoğlu, Cennet’te önüne serilmiş bütün ni’metleri, kendine verilen nasihati ve emri tek bir sözle unutmuştur. Geçici bir hâfıza kaybına uğramıştır... Bu öyle bir unutuş hâlidir ki ‘imtihan’ denilen bir tedavi süreciyle iyileşebilecektir. (...) İbadetler, dinî pratikler, duâ ve niyaz, takva ve sakınma gibi bütün maddî ve manevî uygulamalar, ciddî bir hastalıkla karşı karşıya kalmış insan ruhunun ‘elest bezmi’nde verdiği sözü tekrar hatırlaması için gerekli olan tedavi yöntemleridir.” (Mustafa Eren Bozoklu)

* “Amellerimiz, kaçışı zor ve aynı zamanda ince bir hesap çizgisinden geçirilmek için saklanıyor!” (Nesibe Ersoylu)

BİZİM AİLE

* “Cinselliğin, daha doğrusu ‘cinsel mahrumiyet’in bir cezalandırma aracı olarak kullanılması çok büyük bir vebaldir. Ayrıca eşlerin arasındaki muhabbeti de zedeleyici etkisi olabilir...” (Ayşenur Aydoğdu Akten)

* “(...)Çocuğun her alanda iyi olması yönünde ona ağır sorumluluklar vermek, her alanda en iyi olmasını beklemek gibi durumlar çocukların omuzlarına ‘yükle[n]ebileceklerinden daha fazla yük yüklemek’ anlamına gelir.” (Banu Arslan)

* “Çocuklarla yapılan her türlü faaliyette ‘Sen bunu yaparsın!’ demek yerine ‘Bunu yapmayı deneyebilirsin.’ şeklindeki bir ifade, ‘onları yüreklendirmek’ adına daha etkili olacaktır ve üzerinde baskı hissi oluşturmayacaktır.” (Betül Berfin Karakoyun & Büşranur Yıldız)

* “Günümüzde psikolojik hastalıkların çok farklı çeşitleri ve bu çeşitlerin farklı terimleri olsa da genel olarak temelinde ‘ümitsizlik,’ yani ‘tükenmişlik, bıkmışlık, bezmişlik, mutsuzluk’ hâli vardır.” (Mehtap Yıldırım Yükselten)

* “[Sucukta] kullanılan etin ve kılıfın hangi hayvandan elde edildiği ve kullanılan katkı maddelerine dikkat edilmelidir; nişasta [ve] MSG içermemeli, ayrıca hayvansal katkı maddeleri içeriyorsa kaynağından emin olunmalıdır!” (Nurcanan Akbaş Aydın)

* “Hayata/yarına dair ümitlerin sönmemesi için ‘îman’ gerek!—‘Yeis, mâni-i herkemaldir.’ (BSN: Tarihçe-i Hayatı) ” (Nuriye Sağdıç)

* “Dışarıda yemek pahalıdır, üstelik sağlıklı olduğu da şüphelidir!” (Yeşim Akkaya)

***

Not: Yukarıdaki tespitler, dergilerin Ocak 2019 tarihli sayılarından derlenmiştir.