* “Türkiye’nin gücü Kemalistlere ne kadar yetiyor ve bu münafık cereyanı ne denli durdurabiliyorsa, Batılılar da küresel tahripkâr cereyanlara o denli te’sir edebiliyorlar…” (Şükrü Bulut)
03 EKİM 2017 SALI
* “Motorlu Taşıtlar Vergisinden tutun, maaşla çalışan çoğu insanı etkileyen Gelir Vergisine kadar pek çok vergi kalemine getirilen zamlarla insanların cebine ‘resmen’ el uzatılıyor!”
(Adnan Nacir)
04 EKİM 2017 ÇARŞAMBA
* “By-Lock’u tek başına örgüt üyeliğine delil saymak, ‘âdil yargılama hakkının kısıtlanması’ niteliğindeki işlem ve tasarruflarla uzun tutukluluklara haklılık vermek gibi! Oysa aynı AYM, Ergenekon ve Balyoz dâvâlarında uzun tutuklulukları hak ihlâli sayarak, tahliyelerin ve bu dâvâları boşa çıkaran sürecin önünü açmıştı…”
(Kâzım Güleçyüz)
05 EKİM 2017 PERŞEMBE
* “Maalesef son yıllarda ‘insan hakları’nı hatırlatanlar töhmet altında bırakılıyor. ‘Başımıza yeni işler çıkarmayın! Ne hakkı? Haksızlık mı var ki?..’ şeklindeki tavır, gerçek anlamda hakların gasp edilmesine bahane oluyor.” (Faruk Çakır)
* “Hangi konuda olursa olsun, gereksiz tartışmalardan ve sataşmalardan uzak kal[ın]malıdır. Ne zaman ve kiminle olursa olsun, bu tür tartışmaların hiçbir iyi sonuç vermeyeceğinin şuurunda ol[un]malıdır. Eğer açıklanması gereken bir konu varsa, uygun bir ortamda ve uygun bir ifadeyle anlatmaya çalışılmalıdır…” (Naci Tepir)
06 EKİM 2017 CUMA
* “(…)Yöneticileri seçerken sadece dindar olsun yeter diye düşündük, dindarlığı iyi bir idareci olmak için yeterli gördük; hâlbuki ‘demokratik’ olmayı ‘dindar’ olmaya tercih etseydik, hem dinimize hem sosyal ve siyasî hayatımıza daha faydalı bir tercih yapmış olacaktık…”
(Cemil Said Demirdöğmez)
* “Her zamanın Musa’ları ve Firavun’ları, Hüseyin’leri ve Yezid’leri, iyileri ve kötüleri olmuştur ve olacaktır. Ve Hüseyin’ler, Musa’lar, iyiler her daim rahmetle anılırken lânetler Yezid’e ve Yezid misallere, kötülere olacaktır. Önemli olan, bizlerin kimin tarafında yer aldığımızdır; zira ‘Kişi, sevdiğiyle beraberdir.’ hadîsi sırrınca, yarın Mahşer’de Hz. Hüseyin’le de haşrolmak var, Yezid’le de. (…) Unutmamak gerektir ki ahirzamanın Kerbelâ’sında Yezid olmaktansa Hüseyin olmak, zalim değil mazlum olmak evlâdır…”
(Hüsnü Şahit)
* “(…)Aklısıra âleme nizamat verenlerin ‘Kuyuyu görmez rehgüzerinde.’ sözüne ma’sadak olması gerçekten düşündürücüdür. Sanki bunların önünde hiç örneği de yokmuş gibi!”
(Şemsettin Çakır)
07 EKİM 2017 CUMARTESİ
* “Demokratlar aslında sizler gibi dayanak noktası olmaya ahdetmiş dindarların destek elini omuzlarında hissetmeyi bekliyorlar. / Bizi yine ‘dindar-demokrat’ olanların ittifakı kurtaracak… Gereğini yapın ve yapalım!”
(Ahmet Battal)
* “Kemalistler, materyalist ideolojilerinin gereği [olarak], dindar kimlikli iktidarlara asla tahammül edemezler, eğer tahammül ediyorlarsa bu işte bir bit yeniği var demektir. Onlar böyle bir iktidar kendi işlerine geldiği için ona ses çıkarmamaktadırlar; tökezlediği anda onun tepesine acımasızca binecekleri kesindir!”
(İbrahim Ersoylu)
08 EKİM 2017 PAZAR
* “(…)Son ‘mevlide yasak’ serencamı baştan sona ‘tertip’ kokuyor; önce ‘izin’ verip sonra ‘yasaklama’nın bir ‘mizansen’ olduğu her hâliyle sırıtıyor!” (Cevher İlhan)
* “Said Nursî dinsizlikle durdurulamadı, tarikat ve dindarlarla da durdurulamadı, 28 sene her türlü ‘işkence, sürgün, baskı ve zehirlemeler’ de para etmedi… O hâlde tek bir yol kaldı: Siyaset!”
(Ömer Faruk Özaydın)
***
Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizin (yılın 40. haftasına tekabül eden) 02-08 Ekim 2017 tarihli nüshalarından derlenmiştir.