03 NİSAN 2017 PAZARTESİ
* “Değişiklik önerisini getirenler, öneriyi tam olarak içselleştirmemiş olduklarından mıdır bilinmez, bir türlü muhtevasını ayrıntılı bir şekilde anlatmıyorlar, anlattığını iddia edenler de milletin aklıyla alay eder gibi ezbere dayalı sözler sarf ediyorlar!..” (Adnan Nacir)
* “[Popülist/menfi] siyasiler açısından mühim olan ‘sonuç almak’tır; ülkede gerginlik/kutuplaşma varmış, huzur/asayiş yokmuş, bunların hiçbir önemi yok!..” (Hüseyin Gültekin)
* “(…)Dost-düşman yine gördü ki ‘Yeni Asya’ misyonunda kenetlenen şahs-ı manevi, bütün hücumlara rağmen, bütün mazlumlar için nokta-i istinat olan bir kale gibi dimdik ve sapasağlam ayakta. Şükürler olsun!..” (Yeni Asya)
04 NİSAN 2017 SALI
* “Her hâlde hazır zamanda ulema kalmadığı için, evvel zamanın ulemalarıyla kavga etmeye çalışan, milletin nazarında onları düşürmeye çalışanlar var! Ama ne yapsalar ne etseler de başaramıyorlar; çünkü onların ardında bıraktığı eserleri, o müfterilerin iftiralarını alıp başlarına çalıyor ve parça parça ediyor…” (Âkif Arslan)
* “Meşveret yoksa tek görüş vardır, tek görüş varsa ‘demokrasi, meşveret, başkalarının fikirlerine saygı’ yoktur!” (Ali Ferşadoğlu)
* “Sağduyu galip gelmeli [ve] Meclis’in devre dışı kalması ya da kukla hâline gelmesi önlenebilmeli! Bunun içinse önce referandumda ‘hayır’lar çok çıkmalı…” (Ahmet Battal)
* “Zalimlere karşı (…) suskun kalınmaz, yumuşak veya mülayim şekilde davranılmaz!” (M. Latif Salihoğlu)
05 NİSAN 2017 ÇARŞAMBA
* “(…)Ahlaksız bazı TV dizi film veya eğlence programlarına kesenin ağzını açan muhafazakâr iş adamları, iş muhafazakâr san’at veya programlara gelince kesenin ağzını kapatıyor!..” (Davut Şahin)
* “Türkiye’yi idare edenlerin Avrupa’daki ‘kötü’lere bakarak bütününü eleştirmesi yanlış değerlendirmelere sebep oluyor. Oysa Avrupa’yı ve belki de dünyayı ikiye ayırmak lazım! Bu noktada Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin tespiti çok önemli. Başka âlimlerde rastlanmayan ‘Avrupa ikidir.’ tespiti dikkate alınarak politikalar geliştirilirse muhtemeldir ki, pek çok kriz aşılabilir ve neticede Avrupa’nın İslam’la tanışması çok daha kolay olur…” (Faruk Çakır)
* “Seçim mitinglerinde Said Nursî’nin ismini istismar etmek değil, görüşlerine kulak vermek ondan daha önemlidir!..” (Raşit Yücel)
* “Rotasını siyasetin belirlediği, gücün belirlediği bir hizmet yapılanması nasıl ‘Mesleğim haktır.’ diyebilir!” (Sebahattin Yaşar)
06 NİSAN 2017 PERŞEMBE
* “(…)Bediüzzaman’ın üzerinde durduğu, ‘tek kişi’nin ‘dindar, iyi ve faziletli’ olması değil, ‘tek kişilik yönetimin’in zafiyeti ve yetersizliğidir; Meclis’in etkisiz hâle getirildiği, ‘denge, denetim ve frenleme’ mekanizmasının bulunmadığı vartada baskılara direnemeyeceğini, şaşırtmalara ve şantajlara direnemeyeceğini vurgulamasıdır…” (Cevher İlhan)
* “‘Hoşa gitmeyen’ karar veren hâkim ve savcılar derhâl açığa alınıp haklarında işlem yapılıyor, hattâ tutuklanıyorlar!” (Kâzım Güleçyüz)
* “(…)[Hâlbuki] günümüzde demokrasi tarifini en güzel ifade eden, ‘cumhuriyet’ kavramıdır. İlk ve en esaslı cumhuriyet ise İslam’da ‘Dört Halife’ devrinde (632-661) görülmüştür. (…) Hülasa, en kâmil manasıyla demokrasi, ‘cumhuriyet’ tarifiyle İslam’da ifadesini bulmuştur...” (Naci Tepir)
07 NİSAN 2017 CUMA
* Siyasete giren aldanır ve de aldatır. En çok da ‘dönüşür.’ Dönüştüğü zaman nesil devam etmiyor. Kemalizmle ilişkide üretilen en büyük sorun da budur: Herkesi dönüştürüyor, neslini kurutuyor!..” (Caner Kutlu)
* “Bediüzzaman Hazretlerinin Nur Talebeleri için sözü, prensipleri ‘siyasi ve içtimai hadiseler’de herkesin sözünün üstündedir. (Buradan hâşâ ‘Kur’an ve Hadîs üzerinde’ bir mana verildiği düşünülmesin! Onun bu kaynaklardan çıkardığı prensiplerden söz ediyoruz…)” (Mehmet Fırat)
08 NİSAN 2017 CUMARTESİ
* “Siyasetten uzak duran Bediüzzaman Said Nursî ve teşkil ettiği cemaati zamanımızın âlimidir. (…) Devlet bu sesi susturamaz; ancak kulak verip dinlese kendi hayrına bir iş yapmış olur!” (M. Ali Kaya)
* “Referandum kampanyasında en büyük yanlışlıklardan birisi, yüce dinimizin dünyevi bir mes’elede kullanılması oluyor.” (Mehmet Kara)
09 NİSAN 2017 PAZAR
* “(…)Risale-i Nur’ları bir kenara bırakıp sandıkta hür irademize vesayet tayin etmek, (…) şahıs eksenli tercihleri ‘Nur’un olmazsa olmazı’ göster[mek,] tahkik mesleğini ve cemaat fikrini yok saymaktır. (Ömer Faruk Özaydın)
***
Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizin (yılın 14. haftasına tekabül eden) 03-09 Nisan 2017 tarihli nüshalarından derlenmiştir.