"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Suçlamalar için gösterilen gerekçeler sübjektif!”

Orhan GÜLER
29 Ağustos 2017, Salı

21 AĞUSTOS 2017 PAZARTESİ

* “O günlerde ‘SODEP Genel Başkanı’ olan merhum Erdal İnönü de ziyaret ettiğimiz liderler arasındaydı. Nazik şekilde meseleyi dinledikten sonra, ‘Said Nursî büyük bir âlimdir! Gerçi siz bilmezsiniz—belki de biliyorsunuz—, benim ‘Şerif Mardin’ adında bir sosyolog dostum var. O bu konuda çalışıyor. Zaman zaman görüşürüz, sohbet ederiz. Benim kanaatime göre Said Nursî büyük bir âlimdir…’ demişti. Sanıyorum gazete bunu manşetten haber yapmıştı…” (M. Said Zeki)

22 AĞUSTOS 2017 SALI

* “Kaderin garip bir cilvesine bakın ki Bediüzzaman’ın tâbileri (…) içtihat doğrultusunda amel edip bir siyasî partiyi ve hükûmeti desteklerken hem o siyasî parti ve hükûmet hem de Nur Talebeleri [Maide Sûresinin 44.] ayet[iy]le [‘Her kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse…’] vuruluyordu; ama aynı suçlamayı bu âyetle yapanlar, kendi siyasî görüşleri hükûmet olduğunda ne hikmetse bu âyeti unutuveriyorlardı!..” (Atilla Yılmaz)

23 AĞUSTOS 2017 ÇARŞAMBA

* “Bazı idarecilerin ellerinde imkân olsa ‘hak, hukuk ve adalet’ kelimelerinin daha az kullanılmasını isteyebilirler!..” (Faruk Çakır)

24 AĞUSTOS 2017 PERŞEMBE

* “(…)Bir parti genel başkanının, yıllar ve yıllar sonra, zamanında ‘Yunan’a karşı savaşan askerlerimizi cesaretlendirmek için yazılmış bir şiiri, tutup siyaset meydanlarında rakip partiden bahsederken okuması yanlış anlaşılır. Bal gibi, dini siyasete âlet etmektir! Zira iç siyasette minareyi siyasî rakibinize karşı süngü gibi göremez ve gösteremezsiniz; camiler bir partinin kışlası değildir; mü’minler, Allah’a ve ahirete inananlar bir partinin askeri değildir ve olamaz… Böyle düşünen siyasetçi diğer partileri kendi karşısına almakla kalmaz, dinin de dışına atmış olur; bunu yapanın niyeti dine faydalı olmak da olsa, akıbeti dine zarar vermektir.” (Ahmet Battal)

* “Yüzde 20’nin (Bediüzzaman’a göre geriye kalanların yüzde 80’i ise ‘mütehayyirdirler’) vazifesi—ki cihat her Müslüman için vazifedir—içte ve dışta mütehayyirleri uyandırmaktır. İki yol vardır: Ya doğrudan siyaset ve siyasî argümanlarla ya da Nur göstermekle… Bu yöntemlerden siyasetle yapılan da iki türlüdür: Doğrudan iktidar olmakla veya iktidarın altından veya üstünden hile ve cebir ile yol bularak… (Tarihte tecrübe edilmiş olan iki yöntem.) Bunların ikisi de günümüz için iflâs etmiştir. (Siyaseten başarılı olsa bile hamiyet-i diniye ve insaniyet açısından sorunludur; siyaseten başarısız olsa da aynı şey geçerlidir). Demek ki yol içte ‘Millet irşat edilmeli.’ olan müspet hareket, dışarıda iman ve ikna mes’elesidir. Yani beşte biri Müslümanlarla ‘cemaatleşmek’ yeteneğiyle, kalanın yüzde 80’i ‘mütehayyir’ olanları Nur göstermek suretiyle ikna ile ittifaklar kurarak kurtarmaya çalışmak… Çok az bir kısım olan (kalan yüzde 80’in yüzde 20’si) ‘zındık ve mütemerrit’ veya ‘sarhoş olup… boğulanlar’ olanlarla da manen ve fikren mücadele etmekle Kur’ân’ın elmas kılıçlarını meydanda parlatmak…” (Caner Kutlu)

* “Operasyonlar MGK kararları ile İstihbarat ve Emniyet raporlarına dayanılarak, tek taraflı medya manipülâsyonları eşliğinde yürütülüyor; suçlamalar için gösterilen gerekçeler ise siyasî ve sübjektif!” (Kâzım Güleçyüz)

* “(…)Şam’a, Kahire’ye, Kudüs’e ve Hicaz’a giden ‘birlik yolu,’ yani ittihad-ı İslâm’ın yolu, Türklerle Kürtlerin ittihadından, ittifakından, imtizacından geçer.” (M. Lâtif Salihoğlu)

25 AĞUSTOS 2017 CUMA

* “Okuduklarımız çok zaman kitaplarda kalıyor! Firavun’a bile ‘kavl-i leyyin’ varken, bu birbirimize ‘het höt’ hiç şık değil…” (Armağan Bahtiyar)

26 AĞUSTOS 2017 CUMARTESİ

* “Şeyh Edebali ‘gönül almayı, hoşgörüyü, dostluğu ve babacanlığı’ tavsiye ederken, birileri de ‘Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın;/ Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lâzımsın!’ diyor ve düşmanlıktan beslenmeyi tavsiye ediyor. Ve maalesef bugün Şeyh Edebali’nin tavsiyeleri yerine N. Fâzıl’ın tavsiyelerine uyularak siyaset yapılıyor! Dost kazanmak varken düşmanlıklardan medet umuluyor…” (Abdil Yıldırım)

27 AĞUSTOS 2017 PAZAR

* “Belki Muaviye’nin her şeye ‘evet’ diyecek çok adamları vardır; ancak Hz. Ali’nin zulümlere ‘hayır’ diyecek Said’leri, Zübeyir’leri var!” (Ömer Faruk Özaydın)

***

Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizin (yılın 34. haftasına tekabül eden) 21-27 Ağustos 2017 tarihli nüshalarından derlenmiştir.

Okunma Sayısı: 4547
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı