"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“TC tarihinde olmadığı kadar başörtülüler hapiste!..”

Orhan GÜLER
14 Mart 2017, Salı
[Yeni Asya yazarlarından altı çizili satırlar-10]

06 MART 2017 PAZARTESİ 

* “(…)‘Demokrasi havarisi’ kesilip ‘milli irade’ vurgusu yapanlar seçim zamanlarında muhalefet temsilcilerine toplantı salonu ve miting alanı tahsis etmeyip insanları düğün salonları ve otellerin toplantı odalarına mahkûm ediyor ve bununla kalmayıp elektriklerini kesiyorsa havada ‘demokra-sisi’ vardır demektir!” (Adnan Nacir)

* “‘Yeni Asya,’ bazı ifsat komitelerinin ‘korku’ damarlarını işletmesiyle korkup geri çekilenleri değil, bütün zındıka kuvvetlerinin hücum ve saldırılarına aldırmadan her türlü ağır bedelleri göze alarak iman ve Kur’an hizmetlerine devam eden gerçek Nur hadimlerini temsil ediyor.” (Hüseyin Gültekin)

* “Teklif edilen hâliyle [‘Cumhur-başkanlığı’] sistemin[in] Türkiye’de özgürlükçü/çoğulcu demokrasiye hizmet etme şansı yoktur; aksine Türkiye’de bu model çok büyük ihtimalle otoriter yönetimin önünü açacaktır. İddia edildiği gibi bu sistemin özgürlük ve demokrasi için değil, gücü tek elde toplamak için istendiği açıktır!” (Ömer Yavuzyiğitoğlu)

* “Bediüzzaman’ın alması için ısrar edilmiş 10 kuruşluk bir hediyeye 30 kuruş mukabil vermesi, ilmin izzetini ve sözünün değerini muhafaza içindir.” (Sebahattin Yaşar)

* “(…)Maalesef AKP idaresi, yanlışların murakabesini yapabilecek kadrolarını da dışlayıp karşısına aldığından, bundan böyle onlardan makul bir duruş, ifade veya toplumsal barışa götürecek bir üslup beklemek mümkün görünmüyor. / Şu merhalede en makul olanı, ülkeyi dış müdahalelere maruz bırakacak şu referandumun iptal edilmesidir. Eğer ille de yapılacaksa, bu felaketi ‘hayır’la durdurup hükûmeti tekrar ‘milli mutabakat’a mecbur etmemiz en hayırlı tercih olacaktır kanaatindeyiz.” (Şükrü Bulut)

07 MART 2017 SALI 

* “Bugün referandumla getirilmek istenen, ‘hukuki, psikososyal alt yapısı oluşturulmamış; yetkilerin tek bir kişide toplandığı; denetimsiz, keyfemayeşa hareket edebilecek; ülkeyi KHK(kanun hükmünde kararname)’lerle yönetebilecek, Meclis’in/şûranın/şahs-ı manevinin dışlandığı acube bir sistemdir!” (Ali Ferşadoğlu)

* “Türkiye’yi idare edenler, yapmak istedikleri (…) değişikliğe itiraz edenleri mümkün olan en ağır ithamlarla suçluyor, itiraz edenlerin gerekçeleri farklı olduğu hâlde tamamını aynı torbaya atıp ‘Bakın kim kimin yanında; değişiklikleri kabul etmeyenlerin tamamı fena insanlar!’ demeye getiriyorlar.” (Faruk Çakır)

08 MART 2017 ÇARŞAMBA 

* “Biz ‘Yeni Asya cemaati’yiz, Nur’un sesiyiz. Bir Nur’umuzu gömseniz bin Nur olarak diriliriz. Nur’un ahları Arş’a değerse işte o zaman korkun Arş-ı Âlanın Rabbinden! Bize zerre miktar zarar veremezsiniz. Maddi tazyikat mı, hapis mi, işkence mi; bunlar bizi yıldırabilir mi, Nur’un hakikatlerini haykırmaktan alıkoyar mı bunlar bizi?.. Dinleyin/okuyun Risale-i Nur’u; zira biz onun yolundan gideriz. (…) İşte, biz Nur’ca konuşuruz; Nur’ca bilmeyenler bizi anlayamaz…” (Ahmet Said Toprak)

* “Hâkimin görevinin gereği ‘hukuk ve adaleti sağlayıp masumların hakkını gözetmek’ iken tam tersi olur, hâkimlik ‘masumları içeri tıkma memurluğu’na dönerse ‘hukuk devleti’nden söz edilemez.” (Kâzım Güleçyüz)

* “Kadınlar Türkiye’de ‘başörtüsü hürriyeti’ için çok ağır bedeller ödedi[ler]. Gelinen nokta kısaca şudur: Başörtüsü serbest, TC tarihinde hiç olmadığı kadar; başörtülüler hapiste, TC tarihinde olmadığı kadar!..” (M. Latif Salihoğlu)

* “Ne yazık ki hukuksuz uygulamaları her fırsatta ‘din ve dindarlık vurgusu’ yapan bir iktidarın döneminde sıkça yaşıyoruz. Kadere fetva verdiren hâllerimizle dinin partiler üstü mukaddes değer olduğunu, siyasete âlet edildiğinde hak ve hukukun nasıl yerle bir edildiğini, siyasette din vurgusu yapmanın ne tehlikeli hâl olduğunu anladık!” (Yasemin Güleçyüz)

09 MART 2017 PERŞEMBE 

* “‘Yeni Asya’ okuyucuları ve yazarları, (…) iktidarın önümüze koyduğu anayasa teklifine (…) Bediüzzaman’ın meftunu olduğu hürriyeti ve meşrutiyeti, yani demokrasiyi ‘mevcut hâlden daha ileriye mi, yoksa daha geriye mi götürüyor’ diye bakarlar. Teraziyi çalıştırdık! Sonuç: ‘Geriye değil, ileriye götürüyor.’ diyen dostlara, eşini başkan yardımcısı yapan ‘İlham’ yeter!” (Ahmet Battal)

* “[Risale-i Nur] iman ve Kur’an muhaliflerine karşı mücadelesinde cebir ve münazara yolunu değil, ikna ve ispat yolunu seçmiştir.” (Said Yüksekdağ)

10 MART 2017 CUMA 

* “Biz Haydar’a ‘Haydar’ demesini biliyoruz da, Haydar sen ‘Haydar’lık’ değil ‘Haydo’luk’ yapıyorsun hep! Onun için sen ‘Haydar’ olana kadar ‘Haydo’ olarak tesmiye edileceksin tarafımızca! Şimdi dinle ey Haydo: Öncelikle bilmelisin ki ‘Nur’dan kimseye zarar gelmez, ‘gelirse huffaşa gelir.’ Nur karartmaz, aydınlatır; Nur yakmaz, ısıtır…” (Âkif Arslan)

11 MART 2017 CUMARTESİ 

* “Sanki 15 yıldır tek başına iktidarda değillermişcesine sırf oy devşirmek hesabıyla ‘Evet çıkarsa terör durur.’ söylemi, ‘bu süreçte bile bile terörün durdurulmadığı’ [gibi] dehşetli [bir] garabeti(…) ortaya çıkarıyor!” (Cevher İlhan)

* “Referandumun ne getirip ne götüreceğinden ziyade toplumu daha da kutuplaştıracak, insanları tedirgin edecek ne varsa yapılıyor. Hakikaten artık yeter; milleti bu kadar sıkboğaz etmeyin, kutuplaştırmayın!..” (Mehmet Kara)

* “(…)Bediüzzaman Hazretleri içtihadi mes’elelerde hiçbir zaman müfessir ve ehl-i ilmi tenkit etmeden delillerle görüşünü ispat etmiştir.” (Rüstem Garzanlı)

* “Devletin, ekonominin başı olarak—ister kendisi ödesin, ister kişilere uygulasın—faiz uygulaması doğru değildir; faizsiz işlemleri artırması ise umulur ve beklenir…” (Süleyman Kösmene)

* “İlm-i siyaset çok hassas bir mes’ele olup müspette de menfide de kullanılabilir. Müspet ilm-i siyaset ‘dürüstlük, samimiyet ve hakikat’ temelinde gerçekleştirilirken menfi ilm-i siyaset bugünün argo tabiriyle ‘üçkağıtçılık,’ tamamen hile hurda ve yalan üzerine kurgulanır—yani stratejiktir.” (Yasemin Yaşar)

12 MART 2017 PAZAR 

* “(…)Zulüm ve haksızlığı yapanların da, buna karşı duyarsız kalanların da fıtratları bozulmuştur, insani özelliklerinde bir aşınma ve azalma meydana gelmiştir. Fıtrat bozulduğu için fetret ortaya çıktığından, insani değerlerin etrafında birleşmek mümkün olmamaktadır. / Çare, bozuk fıtratların tamir ve tedavisindedir. Reçetesi ise ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!’ ayetinin manasındadır.” (Abdil Yıldırım)

* “Bediüzzaman ‘din adına siyaset yapmanın ve siyasete girmenin kötü sonuçlarını gördüğü için buna şiddetle karşı çıkarken’ işin hakikatinden habersiz ve sonucunu anlayamayanlar maalesef dini siyasete âlet ederek dine büyük zarar vermişlerdir!” (M. Ali Kaya)

* “‘Neden Bediüzzaman?’ diyenlere bir çift sözümüz daha var: O güne kadar sindirilmiş, sürgüne gönderilmiş ya da deccallere taraf olmuş, ortalarda görünmeyen ya da bid’alara girmiş bir kısım ulema hariç, 1960’ta Üstad’ın vefatıyla birden ortaya çıktıkları, mantar gibi tarikatlar ve cemaatler türediği düşünüldüğünde… Şimdi sorma sırası bizde: Zemini ‘müheyya ve mümehhed eden [hazırlayan]’ kimdir?..” (Ömer Faruk Özaydın)

***

Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizin (yılın 10. haftasına tekabül eden) 06-12 Mart 2017 tarihli nüshalarından derlenmiştir. 

Okunma Sayısı: 4205
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı