"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“‘Tek adam’ı birileri daha kolay elde eder ve yönlendirir!”

Orhan GÜLER
21 Mart 2017, Salı
[Yeni Asya yazarlarından altı çizili satırlar-11]

13 MART 2017 PAZARTESİ 

* “Cinni ve insi şeytanların çokça uğraştığı, mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır mânilerinin olduğu bir hizmette istihdam edilen ehl-i hizmet, sırr-ı ihlas ve tefâni sırrıyla ittihat edip tesünüd-ü hakikiyi yapmak mecburiyetindedir.” (Abdülbaki Çimiç)

* “‘Bizimkiler hep doğruyu söyler, hep doğru işleri yapar; ötekiler hep yalan söyler, yanlış işleri yaparlar.’ gibi tarafgirane, toptancı anlayış ve yaklaşımlara sapmadan, her hâlükârda doğrunun yanında [ve] yanlışın karşısında olmayı prensip edinmek hakperestliğin bir gereğidir.” (Hüseyin Gültekin)

* “Artık Nur’un satırlarını hadisat tasdik ediyor. Nasibi olana bir işaret yeterli, olmayana ise davul zurna azdır!” (Sebahattin Yaşar)

14 MART 2017 SALI 

* “‘Tek adamcılık’ın en önemli riski şu: ‘Denetimsiz tek adam’ı içeriden veya dışarıdan birileri daima daha kolay elde eder, yönlendirir ve yönetir… Allah muhafaza!” (Ahmet Battal)

* “200 yıldır ‘demokrasi/parlamenter sistem’ gibi büyük/geniş bir işleyiş serüvenimiz var. Bir kişinin kontrolsüz, hukuki alt yapısı oluşturulmamış, tek kişiye dayalı ‘başkanlık’ hevesi için ‘mühim, geniş daire, hareket, işleyiş’ durdurulamaz; yani ucube ‘cumhur-başkanlığı sistemi’ getirilemez, getirilmemelidir!..” (Ali Ferşadoğlu)

* “İnanmak ve inandırmak en çok Ehl-i Beytin yoludur, politikanın değil!” (Caner Kutlu)

* “(…)‘Yeni Asya’yı fena insan ve fena düşüncelerle bir arada göstermek aklın ve insafın alacağı bir şey değildir.” (Faruk Çakır)

15 MART 2017 ÇARŞAMBA 

* “Suçlu ile suçsuzları ayıralım, kardeşlik köprülerini tekrar kuralım…” (Mustafa Oral)

* “Bediüzzaman Said Nursi, (…) düşmanlarına ve muarızlarına bile aynen mazi kıt’asındaki üstadları gibi şefkatle, merhametle, mülayemetle ve müspet olarak muamele etmiş, mukabelede bulunmuştur.” (Rifat Okyay)

16 MART 2017 PERŞEMBE 

* “[‘Türk tipi başkanlık sistemi’yle] CB bütün üst düzey bürokratları ve mahkeme üyelerini atayıp yargıyı kendi istediği şekilde dizayn ettikten sonra, hâla muhalif gördüğü medya mensupları ve kurumlarını bir şekilde punduna getirip diskalifiye edebilir; istemediği bütün sesleri basit bahaneler, ‘terör’ gibi ciddi suçlamalarla susturabilir; tartışmalı seçim sistemleriyle sonraki seçimleri etkileyip kalıcı bir yönetim tarzı oluşturmak için müdahalelerde bulunabilir!..” (Mehmet Fırat)

* “Cumhuriyetin ilk yıllarında dinden, ahlaktan uzak (dinsiz, ahlaksız) eğitime ‘karma eğitim’le başlanmıştır. (…) Devlet eliyle başlayan bu faaliyet daha sonra darbe dönemlerinde (1960, 1971, 1980, 1997) daha da hızlandırılmıştır. (…) Bugün gelinen noktada okulların (…) durumu ahlak ve maneviyat yönlerinden içler acısı bir vaziyette[dir], bu ise—şakası yok—toplumu felakete götürmektedir…” (Naci Tepir)

* “(…)Öyle ümit ediyoruz ki ‘Ümmetimden bir fırka kıyamete kadar mugâlebe edecektir.’ müjdesine nail olacak olan fırkadanız…” (Sevde Yeni)

* “(…)Getirdiğiniz sistemde ‘şûra (meclis) hâkimiyeti’ni değil, ‘tek adam hâkimiyeti’ni esas aldınız. Şûranın denetim vazifesini sınırlandırdınız, yargıyı bağımsızlığından kopardınız(…). / Mevcut anayasanın zaten ıslaha ihtiyacı vardı; fakat bu sizin getirdiğiniz, anayasayı ıslah etmiyor, anayasayı şûradan uzaklaştırıyor. / Gelin, sistemin taşlarıyla oynamayın, sistemin genetiğini bozmayın, milleti uçuruma atmayın!.. / Madem öyle, biz diyoruz ki: Biz bu GDO’lu sistem teklifine ‘evet’ demiyoruz, ‘hayır’ diyoruz! ‘Hayır’lısı olsun…” (Süleyman Kösmene)

17 MART 2017 CUMA 

* “1950’de ülkemizin ‘tek parti’ istibdadından ve zulmünden kurtulup demokrasiye geçmesine ‘Birinci Avrupa’ yardım etmişti. O zamanlar onlar bu işe vasıta olmasalardı belki de biz hâlâ Suriye, Irak gibi baskıcı, zalim bir idare altında inleyen, geri kalmış bir Orta Doğu ülkesi olmaya devam edecektik! Günümüzde Avrupa Birliği[nin] ‘Birinci Avrupa’yı temsil ettiği söylenebilir. 2000’lerin başında AB’nin baskısı olmasaydı, Avrupa’ya meydan okuyan şimdiki siyasilerin asker ve yargı vesayetinden kurtulmaları pek mümkün olmayacaktı…” (İbrahim Ersoylu)

* “(…)AKP iktidarının bilhassa son üç yılına, 28 Şubat’ı aratmayan, hattâ onu dahi sollayan hoyratlıklar damgasını vurdu! Özellikle 11 yıl boyunca içli dışlı olunan cemaat bir anda ‘hain ve öncelikli düşman’ ilan edilerek mensupları hukuk dışı operasyonlara hedef yapıldı; tesettürlü ev hanımları, yaşlı kadınlar, 80-90 yaşında ihtiyarlar derdest edilip zindanlara konuldu…” (Kâzım Güleçyüz)

* “Üstad Bediüzzaman, iç siyasette Enver’in de Said Halim’in de (…) dâhil oldukları İttihatçılara değil, tam aksine onların muhalifi olan Prens Sabahattin ve Mizancı Murat gibi Ahrarlara taraf olmuştur; onların siyasetini daha doğru bul[muş], İttihatçıların politikasını ise redde[tmiştir].” (M. Latif Salihoğlu)

* “‘Adalet, şer’i hürriyet, meşrutiyet ve demokrasi!’ Bu kavramlar, (…) Kâinatın Efendisi (asm) başta olmak üzere bütün peygamberlerin tatbikatları ve yaşayış tarzlarıdır. (…) Şimdi bu davayı aslına uygun devam ettirme gayretinde olan bir [tek] ‘Yeni Asya cemaati’ var. Bu cemaat ve yayın organları konuyu hiç ıskalamadan devam ettiriyor ve kıyamete kadar da ettirecek inşallah!” (Nejat Eren)

18 MART 2017 CUMARTESİ 

* “(…)Çoğu Yahudi ifsat şebekeleri elindeki cebbar, her şeyi hasis çıkarına feda eden ‘İkinci/bozuk Avrupa;’ bütün ifsat ve saptırmalara rağmen İslam’la ve insanlıkla barışmaya yanaşan, demokrasiden/ortak insani değerlerden/hukuktan yana ‘Birinci Avrupa’yı çökertmeye çalışıyor!” (Cevher İlhan)

* “Bediüzzaman Hazretlerinin [1935’te Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinde ‘Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?’ sorusu üzerine] bahsettiği olay 1892 senesinde Tillo’nun yakınlarında bulunan Kube-i Hasiye’de gerçekleşmiştir. Yani ‘bal arılarının demokrat/cumhuriyetçi oldukları’nın anlaşıldığı araştırmanın yapıldığı 2006 senesinden 114 yıl önce ve o tarihte henüz 14-15 yaşlarındadır. Yaklaşık bir asır öncesinden böyle bir keşifte bulunarak, arı ve karınca milletlerine dikkat çekmiştir…” (Hüseyin Çetinsoy)

* “(…)Her gün iki-üç miting yapılırken dikkate alınmayan ‘güvenlik tehdidi’ salon toplantılarında, düğün salonlarında, hattâ üniversite konferans salonlarında birden akıllara gelip toplantılar iptal ediliyor!..” (Mehmet Kara)

* “(…)Herkesin kullanımına açık ‘Bylock’ programı sebebiyle bir varsayım oluşturularak ‘terör örgütü üyeliği’ suçlaması temelsiz olup, hukuki anlamda geçersizdir.” (Şerif Yılmaz)

19 MART 2017 PAZAR 

* “Büyük ölçekte deccalizm, küçük ölçekte Süfyanizm vazife başında; bize düşen[se] her ikisine de prim vermemek!” (Ömer Faruk Özaydın)

***

Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizin (yılın 11. haftasına tekabül eden) 13-19 Mart 2017 tarihli nüshalarından derlenmiştir. 

Okunma Sayısı: 2020
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı