* “2013 yılı 23 Nisan töreninde temsilî olarak kendisine başbakanlık koltuğu 10 dakikalığına bırakılan bir kız çocuğuna söylenen ‘Yetki artık senin; ister asarsın, ister kesersin!(…)’ cümlesi, ‘sorumsuz yetki kullanımı ve tek adamlık’ endişesi için yeterli değil midir? İstediğinde asmak ve istediğinde kesmek ‘tek ademokrasiler’in başlıca özelliği değil mi?..” (Adnan Nacir)

* “Millete hadim ve hizmet etmekle vazifeli kurum olarak hükûmeti gören Bediüzzaman, parlamento[nun] da ‘efkâr-ı ammenin yegâne mercii’ olduğunu beyan ettiğine göre, bunları devreden çıkarıp onların yerine ‘tek adam’ modelini getirmek, cumhuriyetin olmazsa olmazlarından olan ‘hâkimiyet-i millet’[in] anlamını zedelemez mi?..” (Hüseyin Gültekin)

* “Şimdi ‘cumhurbaşkanı başdanışmanı’ olan İlnur Çevik, 28 Şubat’ın en sıkıntılı günlerinde ‘Yeni Asya’ olarak tertiplediğimiz panellerdeki konuşmalarında ‘Türkiye 12 Eylül yasaklarını Bediüzzaman’a gönül verenlerin gayretleriyle aştı.’ diyordu. 28 Şubat baskılarının aşılmasında da, Çevik’in de katıldığı o etkinliklerin ve ‘Yeni Asya’nın yayınlarının çok önemli payı oldu. Son dönemde OHAL keyfîlikleriyle ayyuka çıkan baskı ve hukuksuzluklar da yine ‘Yeni Asya’nın öncülük ettiği hukuk ve hürriyet mücadelesiyle aşılacak inşaallah…” (Yeni Asya)

28 MART 2017 SALI 

* “Risale-i Nur ve Bediüzzaman’lı programlar dostlara ve ehl-i imana ‘ümit, cesaret ve teselli’ verdiği gibi, zalimlere, zorbalara, münafıklara ve gizli din düşmanlarına da ‘korku ve yeis’ veriyor.” (M. Latif Salihoğlu)

* “‘Konuşan yalnız hakikattir,’ Risale-i Nur’un manifestosudur.” (Mehmet Çetin)

29 MART 2017 ÇARŞAMBA 

* “(…)Said Nursi Hazretlerinin gayret ve faaliyetleri, ülkemiz ve insanımızın ‘doğru İslam’ı anlama[sın]da projektör vazifesini deruhte etmiştir.” (Mustafa Öztürkçü)

30 MART 2017 PERŞEMBE 

* “Tek söz sahibi başkanın olduğu, Meclis’in aradan çıkarıldığı sistem kimin düşüncesidir, kimin dayatmasıdır? Kemalistlerin, müstebit rejimin, derin yapılanmanın değil mi?.. / Peygamber Efendimiz (asm) ‘başkanlık’ sistemini mi getirdi, yoksa ‘meşveret, meclis, şûra’ sistemini mi?...” (Ali Ferşadoğlu)

* “(…)Dilde ‘sadeleştirme’ veya ‘yenileş[tir]me’ adı altında yapılan değişiklikler aslında büyük bir tahrifattır. (…) Osmanlı zamanında en gelişmiş şekliyle 150 bin kelimeye ulaşan ‘Türkçe dil haznesi,’ bugün çoğu uydurukça olan beş bin kelimeye indirilmiştir!” (Naci Tepir)

31 MART 2017 CUMA 

* “İstismarın en vahimi (…), referandumda ‘evet’ ya da ‘hayır’ demenin dinî değerler üzerinden tartılıp ‘evet’ diyenlerin ‘Müslüman ve inançlı’ [sayılması], ‘hayır’ diyenlerin âdeta ‘din dışılık’la itham edilmesi!..” (Cevher İlhan)

* “(…)Günümüzde yüz binlerce insan, ‘dindar’ kimlikli siyasilerin kararnameleriyle sorgusuz sualsiz, mahkeme kararı olmadan işlerinden atıl[ıp] aç sefil bırakılarak mağdur edilmişlerdir! Bunun izahı var mıdır?..” (İbrahim Ersoylu)

* “(…)‘Siyasal İslam’ cereyanı toplumda tehlikeli bir ayrışma ve tarafgirlik oluşturdu; [ki] milleti ayrıştıran ve ötekileştiren bu unsurun [behemehâl] ortadan kaldırılması lazımdır!..” (Nejat Eren)

* “Bu devirde Müslümanların siyaset temelli din hizmeti kurma çabasından uzak durmalarını bizzat Peygamber Efendimiz (asm) emrediyor!” (Süleyman Kösmene)

01 NİSAN 2017 CUMARTESİ 

* “İktidar olma ve iktidarda kalma biçimlerinden (…) anlıyoruz ki referandumda ‘evet’ler çok çıkarsa adaleti batıracak olanlar galip gelmiş olacak; zira iyice ortaya çıkacak olan ‘yeni devlet,’ fikirleri kategorize edecek, yanlış fikirlere inanmayı suç sayacak. Sonrasında şunlar olacak: Devletin inanmamızı emrettiği ‘sübjektif doğru’lara inanmayanlarımız ‘suçlu’ sayılacak…” (Ahmet Battal)

02 NİSAN 2017 PAZAR

* “Şu an gündemde olan ve itiraz edilen değişiklik, yetkilerin tek bir kişiye verildiği sistemdir ki kökten yanlış ve mahzurludur! Böyle bir sistemin adı ‘başkanlık’ ya da başka bir şey olmuş fark etmez, yanlıştır. Denetlemenin, hesap sorma imkânının olmadığı bir sistem, adı ‘hilafet’ olsa bile itirazı hak eder ve itiraz ederiz!..” (Faruk Çakır)

* “‘Hayır’ demek aslında müspeti davet etmek, demokrasiye sahip çıkmaktır. ‘Evet’te hayr yok! Kim ne derse desin, bu ‘hayır’da hayr var…” (Ömer Faruk Özaydın)

***

Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizin (yılın 13. haftasına tekabül eden) 27 Mart-02 Nisan 2017 tarihli nüshalarından derlenmiştir.