"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâinatın parmak izleri ve İsm-i Âzam

Osman KOYUNCU
30 Haziran 2016, Perşembe
Her insanın parmak izleri birbirinden farklı olduğu malûmunuzdur. Bunun gibi kâinattaki elementler veya bileşikler de kendine has parmak izleri vardır, bu izlere renk deriz ve bunlar en büyük mu’cizelerden birisidir, fakat ülfetten dolayı bunları olağan görüp mu’cizeliği bizim dikkatimizi çekmez.

Bütün maddeler atomlardan oluşmuştur. Atomlar dışarıdan enerji alır ve dışarıya enerji verirler, dışarı verdiği enerji, dalgalar şeklinde yayılır ve renkleri oluşturur, bu renkler kırmızıdan mora doğru küçülür, dalga boyu küçülünce enerjisi ve frekansı da artar. Bu dalgaların oluşturduğu renklerinin bir kısmı gözle, bir kısmı aletlerle görülebilir. Isınan demirin yaydığı renk ile bakırın yaydığı renkler tamamen birbirinden farklıdır. Bir madde, bütün dalga boylarını yansıtırsa beyaz, bütün dalga boylarını emiyorsa siyah görünür. 

Bediüzzaman ”İsm-i Âzamın altı ismi, ziyadaki yedi renk gibi imtizaç ederek teşkil ettikleri ziyayı kudsiyeye bakmak için bir hulasanın zikri münasiptir” der Burada Bir hulasatül hulasa başlığı altında, (Lemalar 954 de) bu konuyu çok veciz bir şekilde açıklıyor. (Burayı açmak için, binlerce sayfalık binlerce kitaplar yazılsa, yine yetersiz kalır.)

Uzaydaki gök cisimlerinin bilhassa yıldızlardan gelen ışıkların analizini yapan ve astronomi ve kimyada, maddeleri birbirinden ayırmak için kullanılan bir alet vardır, buna “spektrometre” denir.  Bu aletle gök cisimleri incelenir. Bu gök cisimlerinde hangi elementlerden ve yüzde kaç oranında bulunmaktadır gibi konular hakkında bize bilgi verirler. Uzaydan dünyanın fotoğrafları çekilir, bu fotoğrafların yaydığı renklere göre, nerede maden, petrol, tarım alanı vs var bilinebilir. 

Kâinattaki bütün bu sonsuz sayıdaki renkler, dalga boyları kırmızı ile mor arasındaki yedi rengin karışımından oluşmuştur. Allah’ın sıfat ve isimleri sonsuzdur, 99 veya 1001 isim dediklerimiz, Allah’ın belli isimleridir ve Allah sayılarla sınırlandırılamaz, isimleri de sonsuz sıfatları da sonsuzdur.  Allah’ın isim ve sıfatlarının da çok çeşitli olması, başta Allah ismi olmak üzere, bu altı İsm-i Âzamın imtizaç etmesinden ve bir koni gibi genişleyerek, diğer bütün isimlerini içine alması ve kuşatmasından oluşmaktadır. Bu isimler, Ferd, Hay, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddüs’dür. Meselâ Allah Rezzak’tır, rızkı verende tek olmalı bu da Rezzak’ın tek olduğunu yani Ferd olduğunu gösteriyor. Rızkı veren diri yani Hayy olmalı, rızkın devam etmesi için rızık verenin Kayyumiyeti devamlı olmalı, rızkı veren Hâkim’dir, hikmetli rızık verir hem de Hakem’dir, doğruyu yanlıştan ayırır doğru rızık verir. Adil olduğu için adaletli rızık verir, temiz olduğu için, Kuddüs isminin hürmetine temiz rızık verir vs. Bu şekilde diğer isimleri ile bu İsm-i Âzam arasında bağlantı vardır. 

Müfessirler, Kur’ân’dan bir âyeti açıklamak için, bütün âyetlerden bahsetmek ve orada onları anlatmak lâzım gelir derler; çünkü her âyetten diğer âyetlere giden bir yol vardır, aynen beyin hücrelerinin birbirleri ile bağlandığı gibi.  Renklerin karışması ile sonsuz renkler oluştuğu gibi, birbirleri ile ilişkili bu İsm-i Âzam da diğer isimlerle birbirine bağlanır, her bir isimde bu İsm-i Âzam’a giden bir yol vardır. Aynı zamanda da her ismin kendi arasında bir azamî mertebesi vardır. 

Bediüzzaman “İsm-i Âzam’ın bu altı ismi ve altı nuru kâinatı ve mevcudatı ayrı ayrı güzel renklerde çeşit çeşit nakışlarda başka başka ziynetlerde bulunan yıldızlı perdeler içinde mevcudatı sarmıştır… Yani nasıl ki kâinat sırr-ı Kayyumiyetle kaimdir; öyle de ismi Kayyum’un mazharı ekmeli olan insan ile bir cihetle kâinat kıyam bulur. Yani kâinatın ekser hikmetleri, maslahatları, gayeleri insana baktığı için, güya insandaki cilve-i Kayyumiyet kâinata bir direktir” demek ki insan bozulsa, kulluk vazifesini unutsa, kayyumiyet direği çöker, kıyamet kâfirlerin başına kopar, kâinat hercümerç olur. 

“Zatı Hayy-ı Kayyum insana, bütün esmasını ihsas etmek ve bütün enva-i ihsanatını tattırmak için öyle iştihalı bir mide vermiş ki, o midenin geniş sofrasını hadsiz matumatıyla kerimane doldurmuş. Hem maddî mide gibi hayatı da mide yapmış. O hayat midesine duygular, eller hükmünde gayet geniş bir sofra-i nimet” açmış (Lemalar 956-957)

İnsan, Allah’ın bütün isimlerinin cilvesini azamî derecede gösteren en büyük san’at eseridir. Bir kudsî hadiste, başta Hz. Muhammed (asm) olmak üzere, bütün insanlığa hitap olan “ sen olmasa idin kâinatı yaratmazdım.” hadisinin sırrı, hem İsm-i Âzam’ı tam olarak ancak insan anlayabilir ve san’atça o İsm-i Âzam’ın bütün mertebelerini ancak insan gösterebilir ve görebilir demektir. Bu mertebe nefisle anlaşılır, meleklerin nefisleri olmadığı için, Allah’ın isimlerinin tecellisini kâmil manada anlayamazlar. Bu konu Külliyat tam okununca anlaşılabilir. 

Okunma Sayısı: 2414
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı