"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî ve II. Jean Paul

Osman KOYUNCU
20 Ekim 2016, Perşembe
Osmanlı devletinin dağılması ile Kur’ân’ın etrafındaki surlar yıkıldı, artık bundan sonra Kur’ân kendi kendini müdafaa edecekti.

İşte bu müdafaa, Bediüzzaman’ın yazdığı manevî tefsir ile oluyor, bu tefsir küfrün belini kırdı ve Kur’ân’ın sönmez ve söndürülemez bir güneş olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Papa ise, Allah’ı inkâr fikrini temsil eden Komünizmi Varşova’dan sallayarak çökertti ve dağıttı, bu noktadan bakılınca Bediüzzaman ile Papa’nın benzer yanları vardır. 

Papa, 1920 yılında doğdu, 13 yabancı dilde vaazlar verebilen müthiş bir şahıs. Vatikan’ın geleneğinde olmamasına rağmen dışarıdan gelerek 1978 de Papa devlet başkanı oldu. Bütün hayatını komünizmin çöküşü için harcadı. 1981 yılında Müslüman bir Türk tarafından suikasta uğradı ve 2005 yılında öldü. Bediüzzaman’ın Hıristiyanların ileri gelenleriyle görüştüğü biliniyor, fakat bu Papa ile 1940’lı yıllarda görüşüp görüşmediğini bilmiyorum.

Komünizmin yıkılmasından en fazla yarar gören Müslümanlar ve Türklerdir. (Irkçılık lânetlenmiştir, meseleye ırk noktasından bakmıyorum.) Yani kimsenin burnu kanamadan özerk ve müstakil olmak üzere ondan fazla İslâm devleti ve çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu devletler meydana çıktı. Papa çok kültürlü bir şahıstı, komünizmi yıkarken bunun din olarak Müslümanlara ve ırk olarak da Türklere faydasının olacağını biliyordu ve bunu bilerek yaptı.  Şunu açıkça diyebilirim ki Papa, İslâm dinine on binlerce din görevlisinden daha fazla hizmet etmiştir. Ne gariptir ki hem Müslümanların hem de Türklerin çoğu bunun farkında değil ve Papa’ya teşekkür yerine onu düşman görüyorlar.  Papa’ya çok kızan dünya dinsizlik komitesi, Müslüman ve Türklere yaptığı bu iyiliğin intikamını şiddetli bir şekilde almaya çalıştı.  

Bediüzzaman’ın mealen, gayrı meşrû ve batıl şeylerin tasviri saf zihinleri bozacağını söylüyor. Bunun yanında komünizmin dehşetini anlatırken, kadın erkek beraber hamamlarda çıplak olarak yıkanırlar der. Bu benim dikkatimi çekmişti ve bunun bir çelişki olduğunu sanıyordum. Komünizm yıkıldıktan sonra yaklaşık üç yıla yakın orta Asya’da görevli bulundum ve birkaç ülkeyi gezme fırsatım oldu. O zaman anladım ki Bediüzzaman o dehşetli rejimin rezilliklerinin en hafifini söylemiş. O dehşetli rejim Hıristiyanların yanında en fazla Müslümanlara zarar vermiş ve dünyanın yarısını etkisi altına almıştı.  

Bediüzzaman “Her iki Deccal, Yahudinin İslâm ve Hıristiyan aleyhinde şiddetli bir intikam besleyen gizli komitesinin muavenetini ve kadın hürriyetlerinin perdesi altındaki dehşetli bir diğer komitenin yardımını, hattâ İslâm Deccalı masonların komitelerini aldatıp müzaheretlerini kazandıklarından, dehşetli bir iktidar zannedilir. Hem bazı ehl-i velâyetin istihracatıyla anlaşılıyor ki, İslâm devletinin başına geçecek olan Süfyanî Deccal ise, gayet muktedir ve dahi ve faal ve gösterişi istemeyen ve şahsî olan şan ve şerefe ehemmiyet vermeyen bir sadrâzam ve gayet cesur ve iktidarlı ve metin ve cevval ve şöhretperestliğe tenezzül etmeyen bir serasker bulur, onları teshir eder.” (Şuâlar, 730)

Bu konunun devamında mealen, İslâm Deccali, o komutanın başarılarını kendine alarak harika bir kuvvet bulur der. Bediüzzaman batıl bir din olan Hıristiyanlığı yıkan komünizme, büyük Deccal, hak dini yıkan ve Hz. Muhammed’in (asm) şeriatını değiştirmeye çalışana ise Süfyanî Deccal diyor. Süfyanizm, Hz. Adem’den (as) ta kıyamete kadar en dehşetli münafıkça iş gören bir komitedir. Bazılarına yanlış gelse bile, Bediüzzaman’ın inkâr-ı ulûhiyet fikrinin ruhunu, Papa ise cismini öldürmüştür diye düşünüyorum.

“…Kızıl Rusya’dan çıkarak kızıl ateşler ve kızıl kıvılcımlar saçan ve birer, birer dünya şehrinin mahallelerini saran ve onları yakıp kavuran bazı yerlerde de nifak ve şikak ateşleri saçarak kardeşine “kardeşini öldür!” diye bağıran ve en nihayet âlemi Hıristiyaniyeti yıkıp kavurup harman gibi savurduktan sonra âlemi İslâm mahallelerini saran ve evimizin saçaklarına kıvılcımları sıçrayan ve çok büyük ve çok dehşetli belâ olan komünizm gibi azim yangında itfaiye vazifesini üzerine alan Risale-i Nur, Müslümanların ve beşerin en büyük yegâne taassüngâhı ve en büyük melceidir.” (Tarihçe-i Hayat, 619)  

Ayrıca Bediüzzaman, “bazı mütemerrid ve muannid ve ölen herifin ruh-u habîsi hükmünde bazı zındıklar, o mağlûbiyete karşı gelmek fikriyle, baştan aşağı kadar Kur’ân ve Peygamberimiz (asm) aleyhinde, fakat perde altında, aynen münâzara-i şeytaniye bahsinde, hizbü’ş-şeytanın Peygamberimiz (asm) ve Kur’ân hakkında mesleklerince söyledikleri tabirâtı başka bir tarzda o zındık herif istimal etmiş. Onun gibi Yahudi, mütemerrid ve dinsiz filozoflarından ve Avrupa’nın zındıklarının eskiden beri Kur’ân ve Peygamberimizin (asm) hâlâtından medâr-ı tenkit buldukları noktaları, bu İslâm ismi altındaki zındık, kurnazcasına, safdil Müslümanlara ve Risale-i Nur’u görmeyenlere dinlettirmek ve göstermek için öyle bir tarzda gitmiş ve küfrünü gizlemeye çalışmış ki, şeytanette, şeytandan ileri gitmiş; beni çok müteessir etti.” (Kastamonu Lâhikası, 181)

Maalesef birileri safdil hocaları ve Müslümanları kullanarak, İsevîlerin İslâm’a yanaşmasını, hak dinin kuvvet bulmasını önlemek için devamlı Hıristiyan ve Papa düşmanlığını yayıyorlar. 

Sonuç olarak, bu konular Risale-i Nur Külliyatı’nın çeşitli yerlerinde, değişik açılardan bakılarak anlatılmış. Bu konulara birlikte, komünizm dehşeti ve Papa hangi çalışmaları yaptığı noktasında araştırmalar yapılabilirse, daha mantıklı sonuçlara ulaşılabilir. 

Okunma Sayısı: 3565
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı