"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vav harfi üzerine bir yorum

Osman KOYUNCU
14 Ekim 2018, Pazar
İşaratül i’caz kitabının 109. Sayfada ki bir soruda, Bakara Sûresi’nin 6. Âyeti “inne” ile başlıyor, İnfitar Sûresi “ve inne” ile başlıyor. Niçin İnfitar Sûresi “ve inne” ile başlıyor da, Bakara 6. Yalnız “inne” ile başlıyor, bunun sebebi nedir?

Bediüzzaman, buradaki vav harfinin âyet başına konuş sebebini açıklarken, bir emekli öğretmen olarak ilk defa vav (ve) harfinin nasıl kullanılacağını öğrenmiş oldum. Arapçadaki vav ile Türkçedeki (ve) harflerinin manaları aynıdır. Bütün diler talimi esma ile Hz. Âdem (as) öğretildiğine göre bütün dillerdeki mantık da aynıdır. Arapçada 20 tane bağlaç (kelime ve cümleleri birbirine bağlayan) harfleri vardır ve her birinin kullanım yerleri ve özellikleri birbirinden farklıdır. 

Bediüzzaman, İnfitar Sûresi’nde kâfirlerle fâcirler arasında münasebet ve uygunluk olduğu için atıf harfi olan vav gelmiştir (ve İnnel füccare lefi cehim) (Günaha dalan kâfirler ise Cehennem ateşindedir) fakat Bakara Sûresi’nde ise ilk baştaki âyetler Kur’ân’ı övüyor sonra kâfirlerin durumunu anlatıyor, “onları uyarsan da uyarmasan da birdir” diyor. Burada önce Kur’ân övülüyor sonra kâfirlerin durumu açıklanıyor. Kur’ân ile kâfirler arasında benzerlik yani münasebet olmadığından, burada vav harfini Kur’ân kullanmamıştır diyor. 

Bunu şu şekilde izah edebiliriz. Ahmet ve Mehmet geldi veya Ahmet ve Mehmet gitti deriz. Bu iki cümlede (ve) harfini kullandık çünkü iki cümlede de aynı amaç anlatılmış oluyor. Ahmet geldi ve Mehmet gitti gibi bir cümleyi günlük hayatta kullanırız, fakat bu yanlış bir kullanımdır. Her ikisi de aynı işi yapmadığından yanlıştır. Doğrusu Ahmet geldi, Mehmet gitti şeklindedir. Bunun için Bakara 6. Âyette (İnne…. ) ile başlıyor İnfitar Sûresi ise (ve inne..) ile başlıyor. 

Büyük bir düşünür, “bana bir dil getirin ondan büyük bir millet çıkarayım” demiş. Büyük milletler, dillerine önem vererek büyüyüp birer dünya devleti olmuştur. Şu anda toprakları küçük, fakat dilleri sayesinde büyük dünya devleti olmuş ülkeler vardır. Şu anda bilim adamlarına göre Türkçede 78 bin kelime olmasına rağmen ortalama olarak halkın büyük bir kısmı günlük 400 kelime ile iletişim kuruyor. Bazı dil bilimciler İngilizcenin günlük kullanımında 20 bin aktif, 40 bin de pasif kelimenin bulunduğunu söylüyor ve gerçek manada iletişim kurmak için en az 7500 kelimenin bilinmesi lâzımdır diyor. Dil bilimci Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, halkımızın genelinin, Türkçe kelime ve gramerinin ancak binde beşine hâkim olduğunu söylüyor. 

 Risale-i Nur Külliyatı’nda Arapça, Türkçe, Farsça ve Kürtçe olmak üzere yaklaşık 50 bin kelimenin olduğu söyleniyor. Risale-i Nur’u sadeleştirmek demek, 50 bin kelimeyi 5 bine indirmek demektir. Buradaki mantık şudur; insanları eğiterek geliştirip, kelime haznesini çoğaltıp, kültür seviyesini yükseltemiyoruz, yani ileri seviyede eşitliği sağlayamıyoruz. Çünkü bu şekilde bir eğitim sistemimiz yoktur. Öyle ise kelime haznesini daraltalım seviyeyi düşürelim, herkes dar bir kelime haznesi ile ilkel kabileler gibi iletişim kursun. Bu şuna benziyor, komünizm insanları refah ve zenginlikte eşitlemeye kalktı başaramadı, zenginliği halk kitlelerine yayıp eşitleyemedi, öyleyse fakirlik ve sefalette insanları eşitleyelim dedi ve fakirlikte eşitliği sağladı. 

Bilim adamları ve büyük düşünürlere göre Kur’ân’ın her harfinin çok çeşitli mânâları vardır, her biri birer hazinedir ve vav da bunlardan biridir. Vav harfi kendinden öncekilere harflerle birleşmesine rağmen kendinden sonrakilerle birleşmez, çünkü munfasıl harftir. Vavın ebcede değeri 6’dır bununda imanın 6 şartına işarettir diyorlar. Üç çeşit yemin vardır Vallahi, billahi, tallahi. Bu sebeple vav yemin anlamına gelebilir. Eğer öyle ise, peşinden gelen âyetlere dikkat çekilmek isteniyor ve bu anlatılan meselenin önemli olduğunu gösteriyor demektir. Kur’ân-ı Kerim’de çoğu vakitler üzerine  kuşluk, fecre, geceye, gündüze (vel-fecr, ve’d-duha, ve’n-nehar, ve’l-asr, ve’l-leyl…) zamana, gündüze geceye Güneş ve Ay’a yemin edilmektedir. Ayrıca  insanoğlu, Asr Sûresi’nde, mutlak mânâda zamana yemin edilerek, akıp gitmekte olan vakti dikkat çekip, vaktin çok iyi değerlendirilmesine işaret ediyor olabilir. Vav harfi, insanın secde haline benzetilmektedir. Vav Yaratıcıya en yakın hal olan secdeyi simgeler. İnsanın ana rahmindeki gelişim evresi de vava benzer. Çift vavın ebced değeri 66, Allah ve İslâm’ın sembole olan hilâl kelimelerinin değerleri de 66’dır, bunun gibi pek çok mânâları vardır.

Okunma Sayısı: 11898
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    14.10.2018 19:14:07

    Allah razı olsun. Vav harfi üzerine güzel bir yorum olmuş. Yazıda beni etkileyen cümle şu oldu "Risale-i Nur Külliyatı’nda Arapça, Türkçe, Farsça ve Kürtçe olmak üzere yaklaşık 50 bin kelimenin olduğu söyleniyor. Risale-i Nur’u sadeleştirmek demek, 50 bin kelimeyi 5 bine indirmek demektir." Teşekkür ediyor, yazılarınızın devamını bekliyoruz inşâallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı