ABD başkanı Trump’un Kuddüs’ü İsrail’in başkenti kabul etmesiyle başlayan tartışmaların yoğun olduğu günlerden geçiyoruz.
Neredeyse hiçbir İslam ülkesinin elle tutulur bir tepki ortaya koyamadığı bu olay ile birlikte İttihad-ı İslam’ın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Dileriz ki bir an evvel İslam Birliği kurulur ve alem-i İslamda sükunet sağlanır.
Dış politikada yaşanan bu yoğun gündemin karambolunda zaten havuz medyasının pek gündeme getirmediği ve yöneticilerin dahi çok umurunda olmayan mağduriyetler adeta unutulmaya yüz tuttu. (Bazı vicdanlı zatların bu meseleyi sürekli gündemde tutmaya çalıştığını da buraya not edelim.)
Halbuki bu zor kış şartlarında ve cezaevinin acımasız koşulları içinde yaşayan mazlumlar için her geçen gün ayrı bir elem, ayrı bir çile anlamına geliyor.
Hasta olup bakıma muhtaç olanlar, 8 kişilik koğuşlarda 30 kişi kalanlar, bebeğiyle birlikte dört duvar arasında kalan gözü yaşlı anneler ve daha sayamadığımız nice zor şartlarda yaşayan mazlumlar… Hepsi bir an önce hürriyetlerine kavuşmak için bekliyor.
Malum cemaatin bankalarına para yatıran, sendikalarına üye olan, okullarında öğretmenlik yapan masum insanların darbe bahanesiyle tutuklanıp içeri tıkılması, 15 Temmuz hain darbe girişiminin gerçek suçlularının üstünü örtmekten başka bir işe yaramıyor. Onun için millet mağduriyetlerin bitirilip gerçek suçluların yakalanmasını ve hukuk içinde en ağır cezaya çarptırılmasını istiyor. Eğer yöneticilerimiz millete kulak vermezse sandıktan gerekli cevabı alacaklardır.
Bu zulümleri yapanların mânevi mesuliyetlerinin katmerlenerek arttığı her gün, dünyada dahi başımıza semavi ya da arzi felâketlerin gelmesi muhtemeldir. Çünkü “ Mazlumun ahı ta arşa kadar gider.” diye kuvvetli bir hakikat vardır.
Milletin bir kısmının akıl almaz bir şekilde bu zulümleri tasvip etmesi ya da sessiz kalması zalimleri cesaretlendiriyor. Halbuki “Zalime en ufak bir meyil göstermeyin. Yoksa cehennem ateşi size de dokunur.” ayet-i kerimesi “Zulme karşı susan dilsiz şeytan gibidir.” hadis-i şerifi ve “Zulme rıza zulümdür.” hakikati bu zulümlere karşı çıkmayı açıkça ders veriyor.
Cenab-ı Hak yönetici ve hakimlere, insaf ve merhamet; mazlumlara da sabır ve tahammül ihsan etsin. (Amin)