"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kimler “Saff-ı evvel”dir?

Osman ZENGİN
13 Kasım 2014, Perşembe
Risale-i Nur Cemaati içerisinde kullanılan, bilinen, bir ”saff-ı evvel” tabiri vardır. Son zamanlarda bunu, her önüne gelen, bilip bilmeden kullanıyor. Bununla alâkalı olarak, anladıklarımızı sizlerle paylaşayım istedim.

Aslı Arapça olup, iki kelimenin birleşmesinden meydana gelen bu tabirdeki “saff” kelimesi, kısaca “bir sıra dizilmiş şey, bir şeyi sıra ile uzun uzadıya dizmek” demektir. “ilk, önce” manâlarına gelen “evvel” kelimesiyle birleştiğinde de, “ilk saff, birinci saff” manâlarına gelir. Ve bu tabir daha ziyade, Peygamberimizin (asm) ilk sahabelerine kullanıla gelinmiştir. Ayrıca tabiî, camilerde imamın arkasındaki ilk saff cemaate de, bu manâda hitab edilebiliniyor. 

Risale-i Nur Cemaati arasında da bu, Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin, Risale-i Nurları ilk telif etmeye başladığı yer olan Barla’ya sürgün olarak geldiğinde, ona (tabiî dolayısıyla Risale-i Nurlara) hizmet eden ilk talebelerine verilmiş isimdir. Bunlar da, (aklımızda kaldığına göre); Hulusi Yahyagil, Tahirî Mutlu, Hüsrev Altınbaşak, Refet Barutçu, Abdullah Çavuş, Hafız Ali, Marangoz Mustafa Çavuş, Mübarek Süleyman, Muhacir Hafız Ahmed, Şamlı Hafız Tevfik, Santral Sabri, Sıddık Süleyman gibi, zat-ı muhteremlerdir.

 Üstad’ın, Barla hayatından önceki eski Said zamanlarında da, birçok talebeleri (Molla Habib, Molla Hamid, Abdurrahman, Ubeyd gibi) vardı. Ama bunlara “saff-ı evvel” ünvanı verilmemişti. “Saff-ı evvel” diye yâd edilen talebeleri,  yukarıda saydığımız isimlerdi.

Bana göre,  “saff-ı evvel” tabirine, Üstad’ı her gören zatları sokmak yanlıştır. Onlar, Üstad’ın Risale-i Nurları ilk neşrettiği zaman, Barla’da bulunan talebeleri değildi.  Zübeyir Ağabey ve onunla aynı zamanda Üstada hizmet eden; Mustafa Sungur, Bayram Yüksel, Ceylan Çalışkan, Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram v.s gibi ağabeyler, belki “saff-ı sâni” ile yâd edilebilirler. Yani Üstad’ın, Afyon ve Emirdağ’ında hizmetinde bulunan bu Ağabeylere, bu ünvan verilebilir. Ama “saff-ı evvel”, bu ağabeyler değildir. Her iki hâlde de Üstad’a hizmet eden Tahirî Mutlu Ağabey de vardır o başka.

Dediğimiz gibi, Üstad’ı sağlığında beş dakika görmüş kimselere, “saff-ı evvel” ünvanı bence münasib değildir. Ancak bu gibi muhterem zatlara da hani, “son şahidler” tabiri daha iyi yakışmaktadır. Bu mevzularla alâkalı; gerek konuşmalarımızda, sohbetlerimizde ve yazılarımızda bunlara dikkat edersek, “saff-ı evvel” ağabeylerin hukukunu daha iyi muhafaza etmiş oluruz.

Okunma Sayısı: 9639
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İsmail ÖNGEL

    21.2.2024 21:51:22

    Osman ağabey Allah razı olsun…. Kalemine yüreğine sağlık

  • Sedat Demir

    13.11.2014 10:58:11

    Osman abi, Allah razı olsun ya. bende hep bunu merak eder dururdum abi. Çok güzel öğrendim sağol abi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı