BANA “Hediye almasını bilmeyen tek insan kim?” diye sorsanız; ben hemen “babam” derim.
Hani yazıların giriş, gelişme ve sonuç bölümleri olur ya, ben direkt sonuç bölümünü yazdım her halde.. Fakat işin doğrusu da bu, benim babam hediye almasını bilmez…
Annemle nişanlı iken aldığı ilk hediyeyi size söyleyeyim fotoğraf albümü… Biliyorum ne alâka diyeceksiniz, fakat aldığı hediye bu..
Geçen Anneler Günü idi ya.. Evde baktım bir tomar market broşürü.. “Annenize en güzel hediye… Ütü”, “Annenize en güzel hediye…. Tost makinesi…..”, “Annenize en güzel hediye….. Çamaşır makinesi…..”.. yazıyor.. Yani annene ütü alıyorsun ve diyorsun ki; "Anne seni unutmadım hediye aldım sen de benim elbiselerimi iyi ütüle…” Veya “Anne seni unutmadım sana hediye aldım, benim karnım acıktı, bana karışık bir tost yap…”
Şimdi bunların hangisi gerçek bir hediye oluyor?
Tamam, tek taş yüzük biraz pahalı olabilir. İlla ki pahalı bir hediye alınsın demiyorum fakat. Özel bir şey olsun yani..
Özel dedim de babam eve alınması gereken her eşyayı özel bir güne denk getirir. Annemin doğum gününde bulaşık makinesi almıştır. Evlilik yıldönümlerinde çamaşır makinesini yenilemiştir. Benim doğum günümde ise buzdolabı alınmıştır.. Hâlâ anlamış değilim doğum günümde eve buzdolabı alınmasını. Hatırlıyorum babam “Sana kocaman bir hediye alacam” dediğinde ben onu araba ummuştum.. Aslında evdeki tek buzdolabı benim.. Fakat kullanma hakkı herkesin..
Geçen annem babama, “Evleneli kaç yıl oldu bana bir çiçek almadın” dedi.
Babamın cevabı: “Yahu hatun, ben bu çiçek işini anlamıyorum. Bu çiçek ne yenir ne içilir… Ne işe yarar anlamıyorum…”
Anneler Günü için babamın anneme aldığı hediyeyi burada size söylemeyeyim.. Fakat ben gül aldım…
Betül Yiğit
[email protected]