"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Duyarsızlık Detoxu

25 Kasım 2018, Pazar
Selamun Aleyküm arkadaşlar,

Kaptanınız Çedile Hanım konuşuyor, nasılsınız? Cevap veremeyeceğiniz için (en azından ben cevabınızı duyamayacağım için) selâmlaşma kısmını böylece kapatıyorum. İlköğretim Türkçe Hocam yüzünden her yazımda giriş-gelişme-sonuç aşamalarını uygulamak zorunda hissediyorum kendimi ve bu beni çok geriyor. Aslında içinde bulunduğumuz teknoloji çağından mütevellit birçok şey beni geriyor. Meselâ bir konuşmayı başlatmak. Meselâ telefonda konuşmak. Meselâ bir öğretmenime ya da konsolosluğa mail atmak. Telefonla konuşmak hususunda yalnız olmadığımı biliyorum. Öyle üst üste beni arayıp duran insanlara da gıcık olurum. Ne arıyorsun zırt bırt arkadaşım çok acil bir şey varsa yaz Whatsapp’tan di mi? Di işte. Değil yani. Bu tutum doğru değil. 

30 Günlük Detox

Teknolojiyi hayatlarımıza bu kadar sokmamız hatta onlara bir organımızmış gibi muamele etmemiz bizi her geçen gün onlara daha da muhtaç kılıyor. Özellikle sosyal medyada boşa geçirilen zamanlar ve her şeyi, ama her şeyi paylaşma dürtüsü gerçekten hayatlarımızdan çalıyor. Gerçi niye hayatlarıMIZdan dediysem; ben sildim bütün sosyal medya hesaplarımı. Hatta bir ara çok ileri gittim, telefonumun ekran şifresini unuttuğum için bir süre (1 saat 36 dakika) kullanamadım. Etmediğim duâ kalmadı RESMEN BİR BAĞIMLIYIM R E S M E N! İşte bu yüzden 30 günlük bir detox yapıyorum. Bu da bana bu konuda istediğim kadar atıp tutma hakkı veriyor. Hepinizi hepinizi eleştirebilirim, yargılayabilirim, kınay-neyse kınamayalım başımıza gelir. Geçtiğimiz günlerde yine gazetemizde çıkan bir haber şöyle diyor. “Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (DESAM) raporuna göre; Türk halkı günde 6 saat televizyon izliyor, 4 saat internete giriyor, fakat kitap okumaya ancak 6 dakika vakit ayırıyor.” Cık cık cık görüyor musunuz ne kadar zararlı işler peşindesiniz?! Tamam tamam eğri oturup doğru konuşalım (bu lafı da hiç anlamam niye eğri oturuyorsak) neredeyse 1 haftadır bütün sosyal medya hesaplarımı kapatmış durumdayım ve AKLIMI ÇILDIRMAK ÜZEREYİM! Çok zor zamanlar geçirdim çokk! Ne gördüysem story atmak istiyorum, ne yaşadıysam derhal Twitter’a yazmak için telefonu elime alıyorum, sonra acı gerçek suratıma döküm tava sertliğinde çarpıyor. İlk iki gün aşşşırı zor geçti, hatta geçmedi. Bu süreçte bana yardımcı OLMAYAN sevgili ablama ve arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Ben düşerken yükseklerden uçurumlara “Ya madem mutsuz oluyosun ac hesabini” dediler bana, “Twitter’ım olsa bunu yazardım şimdi” dediğimde “ya ac ya da yakinma” dediler. Öyle olsun. İyi gün dostuymuşsunuz. Ama ben doğru bildiğimi yapmaktan şaşmayacağım. Obez olduğu için diyet yapan bir insana “Madem o kadar açsın boşver diyeti, ye ne istiyorsan” demek ne kadar o kişiyi öldürüyorsa, sosyal medya detoxu yapan bir Çedile’ye “Aç hesabını” demek de o kadar öldürücüdür. Bunu da anayasa kitapçığımıza bizzat eklettiricem. 

23 Gün Sonra...

E peki hiç mi iyi yönleri yok bu yaptığımın? Elbette var! Uzun zamandır okumak istediğim, ama bir türlü zaman bulamadığımdan yakındığım bir kitaba başladım. Her şeyi “paylaşmak” için yaşamak hissini yavaş yavaş dem ve damarlarımdan atıyorum. Çünkü her ne kadar gerçekten yaşadığım olayları paylaşsam da kimi zaman “Dur şunu yapayım sonra da anlatırım” dediğimi sizden saklamayacağım. Bu ifadelerimi 23 gün sonra hesabımı açtığımda aleyhimde delil olarak kullanmanızı yasaklıyorum. Evet ne diyorduk, heh yararlardan bahsediyorduk. Eğlence, mizah, kafa dağıtmak; bunlar harika şeyler. Ama eğlence ve malayâniyatla iştigâl arasındaki ince çizgi sosyal medyada o kadar silik ki, aşıveriyorsunuz. Hiçbir şeye zaman yettiremediğinizden yakınıp İnstagram’da kim nereye gitmiş, ne yemiş, ne giymiş, hangi ünlü kime ne demiş vs. diyerek saatlerinizi harcıyorsunuz. Bunlar acı gerçekler ve üzgünüm dostunuz Çedile size bunları söylemek zorunda. 

Hayatımdan bütün bu dikkat dağıtıcı şeyleri 1 haftalığına da olsa atmak, pirincin içindeki taşları ayıklamama yol açtı. İki komik tweet arasında gördüğüm “Yemen’de 85 bin çocuk açlıktan öldü” haberi ile gazetede okuduğum aynı haber aynı etkiyi yapmadı bende mesela. Black Friday indirimi, internet âleminin içindeyken bir derece mantıklı ve olası gelebilirken, dışarıdan baktığımda mide bulandırabiliyor. 85 bin çocuk açlıktan, bir lokma ekmek bulamamaktan, bir damla su içememekten can verirken, uzun kasa sıralarında saatlerini ve birikimini harcamak; insanlar bu soğuk havalarda sokaklarda çocuklarıyla yaşama mücadelesi verirken, reyonlarda bir çanta ya da bir kıyafet için yerlerde sürünerek mücadele etmek, pencerelerden bakıp içlerine girmeyince rahatsız ediyor insanı. İçlerine girdiğinizde fark bile etmiyorsunuz, çünkü. Her şeyle dalga geçebiliyorsunuz, her şeye gülebiliyorsunuz en önemlisi de çok çabuk unut(turul)abiliyorsunuz, ama ne Kudüs yalnızca Ramazan’da bombalanıyor, ne Yemen’de çocuklar yılın belli zamanlarında açlıktan ölüyor, ne terör yalnızca havuz medyası algıyı değiştirmek istediğinde askerlerimizi şehid ediyor. Daha önce de söylemiştim, tekrar söylüyorum; “gerçekten düşünmeyen ve asla sorgulamayan bir millet için bunda çok ibretler vardır.”

İlân Verin!

Yazımın sonuç kısmına geçerken hepinizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Hepinizin olmaz tabi, sadece öğretmenlerinkini kutlayalım bari. Asla siz de benimkini kutlayın diye söylemiyorum bunları, lütfen böyle düşünmeyin! Ben öyle bir insan mıyım? Zaten kutlasanız nasıl kutlayacaksınız, haberleşemeyiz ki. Gazeteye ilan verin iyisi mi. 

En içten saygılarımla,

Çedile Hanım.

Okunma Sayısı: 1084
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı