"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

EDEP

01 Mayıs 2011, Pazar
SİYASî partiler 12 Haziran genel seçimleri için meydanlara inmeye başladılar. Tabiî partilerin güzide başkanları sadece not kâğıtları, kalem, dosya türü aksesuarlarla yetinmiyorlar.
Şimdilerde liderlerimiz gelirken ekstradan kılıç, kalkan, kasatura gibi yaralayıcı ve kalp kırabilecek çekiçler eşliğinde sahne alıyorlar.
Sahne platformu cazgırlarınca bol gürültülü ve patırtılarla konuşmaya başlayan liderler “bir” başlıyorlar.
Sonra da “pir” devam ediyorlar.
Ama ne yazık ki şimdiye kadar “MİR” olan yiğit çıkamadı. (Bekliyoruz! Allah’tan ümit kesilmez!) 
Bay başkanların bir hışmınan başlayan dalışları, giderek ivme kazanıyor ve artık kontrol edilemez bir hale geliyor.
Sonra ne oluyor?
Bir değil, birçok fil züccaciyeci dükkânına palas pandıras dalmış gibi oluyor.
Gök kubbeye telâfisi mümkün olmayan gaflardan na-hoş sedalar bırakıldığı gibi kalıyor.
Hem de geri dönüşümü olmayan kirlilikte.
Öyle cümleler kuruluyor ve savruluyor ki, kelimeler mikrofondan hoparlöre gitmemek için kablolara sarılıyorlar.
Heyhat!
Başkanların sesi bas ve tiz olarak daha güçlü!
Önce hoparlörler sonra da dinleyicilerin kulaklarına kadar intikal süreci tamamlanmış oluyor.
Çoluk çocuğa izletilmemesi gereken sahneler salonlarımıza doluşuveriyor.
Aslında bu söylemler uyarı ile yayınlanmaya başlamalıdır.
“80 yaş ve üzeri…” (Umulur ki dinleyicinin kulağı sağır falan olabilir!)
Aman ne lâflar ne lâflar…
Biz de zannederdik ki, bu tür sohbetler-atışmalar kenar mahallelerde yine kenarın adamlarınca kendi aralarında sözlere dökülürdü.
Zaman değişti. Bu tür sohbetler artık tepelerde yapılıyor.
Atalarımız çok güzel insanlarmış ki bizlere çok kıymetli sözler bırakmışlar: “Biliyorsan konuş örnek alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar.”
Yine aynı atalarımız “Papaz yellenirse aziz cemaat ne yapar?” (Bilin soruyu size çay ısmarlayacağım) diye buyurmuşlardır. (Bu ikincisi hakkında dedikodular vardır, ama ne kadar doğru bilemiyoruz. Rivayetler böyle söylüyor ama!)
Peki, madem atasözlerine girdik bir cümle daha yazıp kaçalım. (Ve kendimizi bu atmosferden kurtaralım)
Atalarımız; “Edep yâ Hû!” demişlerdir.
Edep nedir?
El cevap: Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlâk, hayâ, nezaket, zarafet gibi mânâlara gelir.
Meselâ terbiyeli çocuk, edepli çocuk, kötü söz söylemeyen çocuk…
Erol okutucu
Okunma Sayısı: 5004
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı