ÇEDİLE HANIM

Herkese hayırlı Pazarlaaar sevgili Pazarola Takipçileri! Bugün eğitim dünyasından bir haberle karşınızdayım. Biliyorsunuz ben kendim de hafta içleri Harvard hafta sonları Oxford akşamları da Hogwarts’ta öğretim verdiğim için, bu konuda özel bir yazı yazmam gerekti. Yeni kurulan kabineyle birlikte Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bir önceki liseye giriş sistemini kınayarak, yeni bir sistem oluşturulacağını duyurdu. Liseye geçiş sınavında yaşanan sıkıntıların faturalarının kendisine kesilmemesi gerektiğini de ekledi. Bu hepimizin mahalle kuaför ve berberlerinden aşina olduğumuz bir yaklaşım. “Bu nasıl bir saç kesimi, nerde kestirdin? BERBAT OLMUŞ” deyip kendileri harikulâde, muhteşem, fevkalâde bir saç kesimi yaparlar. Bu saç kesimine de bir başka kuaför hakaret eder. Bu sirkülasyondan sıkılıp hep aynı kuaförde saç kestirirsin bu sefer de 3 ay önce kendi kestikleri saçı beğenmezler. İrademizi kazanıp bu gidişe bir dur diyene kadar kafamızda bin bir çeşit makaslar döner. Tıpkı bunun gibi değişen her eğitim bakanıyla birlikte sınav sistemleri sil baştan yazılıyor. Sınav sistemleri artık hangi yıllarda olduğumuzu anlamak için takvim niyetine kullanılmaya başlandı. Eskiden “Elma ağaçları kiraz verdiği sene doğdun sen oğlum” dermiş büyükler. Şimdi “ÖSS senesi doğdun sen oğlum, kardeşin de SBS senesinde doğdu, şimdi TEOG senesindeyiz” diyorlar. 

O kadar sık değişiyor ki artık herkes kendini kaybetti. İki sene önce üniversite sınavına girdim, bu sene sınava giren arkadaşlar benden taktik istiyor veremiyorum. “E sen iki sene önce sınava girdin ve öğretim görevlisi misin?” demeyin. Ben de sınav sistemi usûlü takvim kullanıyorum. İki sene dediysem siz iki sistem anlayın. Her neyse bu habere çeşitli çevrelerden farklı tepkiler yağıyor. Bir kısım “HELÂL BE ŞİMDİ GÖRÜN BAK NASIL OLURMUŞ SINAV SİSTEMİ! HE HE!” derken bir kısım “ALLAH'IM YETER ARTIK! DURDUĞUNUZ YERDE DURUN BİR!” diyor. Benim engin fikirlerimi soruyorsanız, ben bu iki kısmın ortasında duruyorum. Eldeki sistemle uzun vadede ancak Pazara kadar gidebileceğimizi düşünüyorum, öte yandan tekrar sistem değişikliğine gidilmesinin, genç beyinleri mezara kadar götüreceğinden de endişeliyim. Şimdiden bir şey söylemek doğru olmaz tabi, bekleyip göreceğiz, ama inşallah gelen gideni aratmaz. Bir de son bir ricam var, bu yeni sistemin kısaltmasının sonu “S” ile bitmeyen bir şey olsun. Misal “EHAS” koyduğunuz zaman Türk insanı buna “EHAS sınavı” diyecekler. Bu da “Eşeğe Hendek Atlatma Sınavı Sınavı” manasına geliyor, yani yapmayalım bunları.