Değerli kardeşlerim, 

Son zamanlarda başta dolar olmak üzere dövizlerin yükseldiği malûmunuzdur. Perde arkasında oynanan oyunların hepiniz farkındasınız, değil mi? Perde dediğimiz zaman, kara gözümüz için çekilmiş ya da mitinglerde kullanmak üzere kefen yapmaya müsait bir perdeden bahsetmediğimi anlamışsınızdır her halde. Arkasındaki oyunlar da öyle Hacıvat oyunu değil, onu söyleyeyim. 

Ne yapıyorlar, doları yükselttikçe yükseltiyorlar. Onların oyunu var da bizim elimiz armut mu topluyor? Eyyy yükselen yeni dolar! Sen hastasın belli ki, ateşin yükseliyor. Hastalığının adı da “bi’dolar bozukluk”, eski adıyla manik depresyon. Mani para demek biliyorsunuz… Depreştikçe depreşiyorsun. 9 liraya kadar yükselmeni bekleyeceğiz, 9 lira olur olmaz da paramızdan bir sıfırı atacağız. Hadi bakalım, hodri meydan! Bir dolar bir liradan da düşük olacak. Yetmezse, şaak bir sıfır daha sileriz. O da yetmezse bir sıfır daha…

Son olarak, onların doları varsa bizim de halkımız var. Halkımızın değerleri öyle yüksektir ki, George’un, Hans’ın doları yetişemez. Halkımızı bozdurmaya ve harcamaya kimsenin gücü yetmez, böyle biline…