Biliyorsunuz, her seçim döneminde, caddeler ve sokaklar adayların ve partilerin bayraklarıyla donatılır. Adeta gökyüzü görünmez bazı yerlerde. Hani mevsim yazsa gölge yapar, fena olmaz da, Mart seçimleri öncesinde güneşi engellemek hiç iyi bir şey değil. Oluşturduğu çevre kirliliği yanında görüntüyü de kirletiyor bu bayraklar.
Şehirlerimize ihanet ettik, gelin hep birlikte bunu itiraf edelim. Konya ve Kayseri gibi şehirlerimizde milyonlarca lira verilerek yapılan ve görünmezlik özelliği sayesinde şehir estetiğine inanılmaz derecede katkıda bulunan köprülerimiz, üst geçitlerimiz Sayıştay’ı bile şaşırttı. Yav, görünmez köprüler şehirlerimizi bu kadar güzelleştiriyorsa, bayraklar neden görünsün?
Siz hiç okuduğu parti broşürü sonrası fikir değiştiren seçmen gördünüz mü? Hele o mitingler yok mu, milleti başka şehirlerden otobüslere doldurup taşı, saatler öncesinde gelenleri ayakta beklet, kumanyasıydı falan derken pahalıya patlıyor. Yazın sıcaktan, kışın soğuktan insanlar rahatsız oluyor beklerken. Muhalefete de sesleniyorum, gelin, bu eski ve rahatsız edici propaganda araçlarını bırakalım diyorum.
Bakın, kitle iletişim araçları neyimize yetmiyor? Televizyonlar ve internet meselâ... Evinde televizyonu olmayan kimse var mı? Orada çıkıp derdimizi anlatalım. Dikkat ettim, bütün televizyonlarımız bu konuda çok hassas. Bizim haberlerimizi hepsi tamamen eşit bir şekilde yayınlıyorlar. Trump, tweet atarak bütün işlerini yürütmüyor mu? Twitter’da milyonlarca takipçimiz var, hamdolsun. Artık tiwittırda-miwittırda, yutubta-mutupta kısaca sanal âlemin her yerinde bizi çok daha fazla göreceğinizin müjdesini veriyorum…