Ülkemizde bulunan tarihî eserleri yıkıp Katarlılara yeniden yaptırmayı düşünüyoruz. Yakın zamanlarda yaptırdığımız bazı restorasyonları hiç beğenmeyenler var aranızda, biliyorum. Kabul edelim ki, Sünger Bob’a benzeyen kale kötü oldu. Ama 1700 yıllık kaleye PVC pencere takılması fena olmadı sanki. Rüzgârdan korunmuş oldu, su geçirmez oldu. Biz Antarktika’da bilim üssü kurduk, neden? Çünkü biz böyle antika işlerine çok değer veriyoruz. Bizden önce Antarktika var mıydı?
Tarihî dediğimiz bu eski yapıların çoğu yıkık dökük vaziyette bekliyor. Onları değerlendirebilmek için yıkıp yeniden yapacağız. Bu işin normal evler ve apartmanlar için yapılanına kentsel dönüşüm denir. Tarihî yapıların yıkılıp yeniden yapılmasına da Clark Kent’sel dönüşüm diyoruz. Neden, çünkü süper bir dönüşüm gerçekleşiyor. Bu dönüşümün zamanının geldiğini şarkısından anlıyoruz:
“Clark Kent’e dönüşüm geldiği zaman
Kripton’da bir bina çöker temelsiz
Alıp da ruhsatını dikmek istersin
Karanlık uzaylar kör sağır dilsiz…”
Bizi ve icraatımızı eleştirecek başka bir şey bulamayanlar, Katar meselesine takılmış. Bizde o restorasyonu yapacak kimse yok muymuş falan… Yahu biz durduk yerde neden yaptırıyoruz acaba? Tabiî ki satmak için. Satın alacak olan da Katarlılar, kendi keyiflerine göre inşa edecekler, hepsi bu. Yoksa bizim yaptığımızı Katarlı beğenmezse almaz. Kimseye de satamayız.