"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vaatler... Vaatler...

02 Aralık 2018, Pazar 02:30
Detoxlu bir Pazar gününden daha hepinize selâmın aleyküm mü’min, Müslüman kardeşlerim.

30 günlük sosyal medya detoxumun 14. günündeyim ve şimdilik her şey iyi gidiyor. Bazı magazinel olayları çok geriden takip etmek zorunda kaldığım için arkadaş çevremde popülaritem azaldı. Döndük dolaştık yine hiçbir zaman modası geçmeyen bayat şeylerden bahsetmek zorunda kaldık. Ekonomiydi, bahçeydi bu tarz soğan kabuğunu doldurmayacak meseleler... Bu sırada bir takım vize işlemlerini tamamlamaya çalıştığım için yine çok düzenli bir hayata başlayamadım. Anlayacağınız sabah koşusundan gelip kahvaltı yapmalı sabahlar yine başka bahara kaldı. Ancak ben sıradan bir hayata devam edemeyeceğimden yeni heyecanlara yelken açtım.

Yaklaşan seçimler

Malûmunuz seçimler yaklaşıyor, geçtiğimiz seçimlerde Cumhurbaşkanlığıma adaylığımı koymuştum, ben arkamı dönünce adaylığımı almışlar, çok ayıp. Böyle mi sahip çıkıyoruz emanete? Yahu ben size güvenip bir şeyimi emanet edemeyecek miyim? O zaman gelsin ilk vaadim; beni belediye başkanı yaparsanız kütüphanelerde kalemtıraşla yer tutmak yasaklanacak. Ben adaylığımı bir yere koyamıyorsam kimse hiçbir eşyasını bir yere koyamaz arkadaşım. İkinci vaadim ise tam İstanbul'lulara göre. 

Toplu taşıma araçlarında kalkacakmış gibi çantanı düzeltmek dik oturmak sonra da inmemek yasaklanacak! İNMEYECEKSENİZ BİZİM DUYGULARIMIZLA OYNAMAYA NE HAKKINIZ VAR?! 

Doğrusu ben artık toplu taşıma kullanmıyorum, ama yine de sizi düşünerek bu vaatte bulunuyorum. İşte size beni seçmeniz için bir sebep daha! 

Üçüncü vaadim biraz daha çevrecileri hedef alıyor. Atalarımızdan bize miras kalan AVM'lerimizin kesilip yerine ağaç dikilmesini kat'iyen yasaklıyorum! KİMSE BU MİLLETİN HAVA KİRLİLİĞİNİ TEHDİT EDEMEZ! ÇEDİLE BAŞGANINIZ BUNA İZİN VERMEZ! Bir sonraki vaadim ise medeniyetler beşiği olan Yenibosna'yı baz alarak tasarlanmış aşırı pahallı bütçeli bir proje. Beni seçerseniz yurt genelinde bütün sokakları sağlı sollu Suruç Ocakbaşısı yapmak zorunlu hale gelecek! 

Bu projemizin hayata geçirilme tarihi Şanlıurfa ilimizin şanlı plaka kodundan yola çıkılarak "2063" şeklinde planlandı. Bütün bu planlarımız hayata geçirilecek bundan hiç şüpheniz olmasın!

NASA mı?

Lâfı fazla uzatmadan son ve en önemli vaadimi açıklıyorum. Hazır mısınız? Nefesler tutuldu, birisi akbil kullansa bütün Dünya'da sesi yankılanacak, NASA da dahil olmak üzere bütün uzaylıların kulağı bende. (Beklentiyi çok arttırdım şu an resmen kendi ayağıma sıkıyorum, ama artık bi yola girdik geri dönüşler kapalı) İSTANBUL'UN ÜZERİNİ DEV BOYUTLARDA BİR ŞEMSİYEYLE KAPLAYACAĞIZ! DENİZLERDEN VE KARALARDAN SINIRLARIMIZA DA ŞEFFAF MUŞAMBA GERECEĞİZ! ŞİMDİ SOĞUKLAR İSTER BALKANLARDAN GELSİN İSTER BALKONLARDAN, BİZ İÇERİDE SERA-STANBUL ETKİSİYLE ISINACAĞIZ! 

Yaz gelince çok terleme yapar her yer de muşamba kokar diye kaldırılacak bunlar merak etmeyin. Ayrıca Güneş'ti Ay'dı yıldızlardı, aklınıza takılan bir şey olmasın. Çünkü zaten kışın hava güneşli olmadığı için ona ihtiyaç yok. Bir takım muhalefet partileri bu projemi duyup Rize'de uygulanacağına dair vaatlerde bulunmuşlar. Ya sen ne ara duydun kimden duydun anlamıyorum ki?! Cidden memlekette güven 0 (sıfır). Bi kere Rize'nin üstünü nasıl kapatacaksın, yağış olmazsa çaylar demlenmez! Komik komik işler ya, ilkokul çocuğuna sor bilir bunu. 

Neyse şimdilik vaatlerimin bu kadarını açıklamayı uygun gördüm. İlerleyen zamanlarda gerekli görürsek tekrar bu konuya değiniriz. Esen kalın!

***

Detoxa bir de okur katkısı

Sevgili Çedile Hanım, 

"Duyarsızlık Detoxu" yazını okudum. Senin için üzüldüm. Zor bir zamandan geçmişsin ya da hâlâ geçmektesin. Sosyal medyadan uzak durmaya çalışmak çok zor meziyet. Zaman zaman kendim de denediğim için halinden anlıyorum. Az silmedim o medya uygulamalarını. Bir de böyle zor bir süreç içerisindeyken destek bulamaman çok üzücü. Ne demek "yapamıyorsan aç!" Boşuna mı uğraşıyoruz, değil mi? 

Nasıl bir anda daldık bu sosyal medyaya? Kim itti bizi buraya? Onca uygulama, onca hesap deliye döndük resmen. Hangisine bakacağımızı, hangisini takip edeceğimizi şaşırdık. Onun hikâyesine bak gitti bir saat, bunun paylaşımına bak gitti bir saat daha, diğer hesaba gir, ordan çık grup mesajlarını oku, ne zaman akşam oldu. Günler kısalmaya başladı galiba. Yoksa çok mu takıldık medyalarda. Yok canım akşam erken oluyor artık. Tamam tamam kandırmayalım kendimizi, çok takılıyoruz işte. 

Ne öğreniyoruz peki? O nereye gitmiş bu nerden gelmiş, hangi yemeği yemiş, manzara da güzelmiş, ahh keşke benim olsa. 

İnsanın ömrü yetmez ki bunlara. Paylaşmak ayrı, takip etmek ayrı vakit alıyor. Tamamen de kopamıyoruz, ama en azından bi detoks uygulasak da yeter herhalde şimdilik. En azından günümüzün yarısını kurtarırız.

Şimdi sana kendi bulduğum çözümümden bahsedeceğim biraz. Umarım işine yarar. Bir nebze olsun rahatlatır belki.

Bir yazara "Nasıl bu kadar şeye vakit bulup aynı zamanda sosyal medyada aktif olabiliyorsunuz" diye sorduklarında "Kimseyi takip etmiyorum, paylaşım yapıp çıkıyorum" demişti. Demek ki terslik bizdeydi. 

Ben de "yeterin artık" dediğim bir anda sosyal medya detoksu yapmaya karar verdim. Yemeği kesmedim. Sağlıklı bir beslenme şeklini tercih ettim. Öncelikle uygulama sayımı en aza indirdim. İki sosyal medya bir gazete uygulaması neyime yetmiyor. Takip ettiklerim listesine girip beni ilgilendirmeyen paylaşımlar yapan kullanıcıları takipten çıkardım. Bana ne kardeşim senin yediğin yemekten, gittiğin lokantadan, Türk kahvesinin yanına servis edilen minik çikolatandan, dedim. Hele şu gittiği tatil yerinin her köşesini acımasızca paylaşanlara hiç acımadım. Evinizdeki özel hayatınız da sizin olsun, dedim. Hasılı şimdi kafam çok rahat. Sadece az paylaşım yapan ve hiç ya da gereksiz paylaşım yapmayan yakınlarımı, yazar-çizerleri, yayınevlerini, bir kaç doktoru, öğretmeni, dergileri ve gazeteyi takip ediyorum. O, ihtiyacım olmadığı halde ihtiyaçmış gibi gösteren alış veriş sayfaları yanımdan bile geçmesin. Elini veriyorsun kolunu kapıyorlar. Keşfet tarzı bol görselli kısımlara ise gözlerimi tamamen kapattım. Elimde olsa silerim o kısmı. Çünkü safiyane zihnimi bulandırıyorlar. 

Görmek istemediğim herşey bir anda on kare halinde karşıma çıkıp saldırıyorlar. 

Zaten az takiple yayın akışı da çabuk bitiyor. Vakit israfını da önlemiş oluyorum. 

Bu tarz bi sadeleşmeyle hafiflediğimi hissediyorum. Ama tamamen de hayatımdan çıkaramam. Teknolojiyi iyi kullanınca iyi oluyor. Müsbet kısımlarını inkâr edemeyiz. Meselâ bu yazıyı göndermek için teknolojiye ihtiyacım var. 

Pazarolanın renkli karikatürlerini görebilmek için de teknolojiyi kullanıyorum. O zaman helâl daire diyip yazıma son veriyorum. Sosyal medya detoksuna başlamaya karar veren herkese başarılar diliyorum. 

(Nurefşan Akkaya - [email protected])

Okunma Sayısı: 1341
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı