"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yüzyılın en uzun Pazarolası...

29 Temmuz 2018, Pazar

'E'leştiriden 'eleştiriye'

Adnan Muhacir

Hepimizin bildiği gibi 'e'leştiri, yapılmış bir iş hakkında abuk subuk konuşup onu deforme ederek 'e' harfi olmasını sağlamak anlamına gelirken; 'eleştirinin' bambaşka manaları vardır. Bu ikisini birbirine karıştıran arkadaşlar için özel derslerimiz mevcuttur. Hatta bu dersler o kadar özel ki yapıldığı yeri sadece ben biliyorum...

Gündelik yaşantımızda kullandığımız 'eleştiri' mefhumuna gelecek olursak onun da türlü türlü anlamları vardır. Ohoooo say say bitmez şimdi! O yüzden biz, bu Pazar, siyasîleri eleştirmek konusuna değinmek istiyoruz. 

Çünkü şu sıralar "Değinler" isimli bir çiftçinin "At'a sözleri"ni kitaplaştırdığımdan kelli bu konunun hem sizlere hem ben Deniz'e faydalı olacağını düşünüyorum. Evet, ben Deniz olay yerinden bildiriyorum...

Siyasîleri eleştirmenin bir çok yolu vardır. Mevcut iktidarın yaptırdığı yollar bunlardan bir tanesidir. Çünkü en çok övündükleri icraatlerin başında bu yollar gelmesine rağmen, bu yolların kalite açısından dünya sıralamasındaki konumu gerçekten komiktir. Komiklik demişken mizah, eleştiri metodu olarak gerçekten çok etkilidir. 

Mizahı özetleyen söz

Şimdi bahsedeceğimiz konuyu bir çok kez dile getiren 'yerli' bir karikatür sanatçısı yakın zamanda tekrar "Esasında mizah tek başına muhalefet değildir. Hedef gösterip, bir hadiseyi eleştirinin ve muhalefetin odağı haline getiren bir unsurdur." mealinde bir açıklama yapmış. Kendisine hak vererek mizahın aslında bir ihtiyacı giderdiği konusunu incelemek istiyorum. 

"Mizah güçlüyü eleştirir" söylemi her ne kadar artık klişeleşmişse de mizahın fıtratının bir cümlelik özetidir. Toplumun üzerinde baskı kurmaya başlamış bir "iktidar"ın mizah vesilesiyle eleştirilmesi veya eleştiri odağı haline getirilmesi, insanların o çok korktukları güç hakkında "aslında ne kadar komik bir duruma düşmüşler" şeklinde düşünmesine sebep olmaktadır. 

Bu özelliği sebebiyle mizah bir ihtiyaçtır. Sadece muhalif tarafın değil, iktidar-toplum ilişkisinin sağlıklı yürümesi açısından, iktidarın da bir ihtiyacıdır. Çünkü zannedildiği gibi mizahçı bir meseleyi abartarak sadece komik hale getirmez. Aynı zamanda meseleleri halkın günlük yaşantısına indirgeyerek bir farkındalık oluşturur. Buna en güzel örneklerden birisinin de "enflasyon canavarı" figürü olduğu kanaatindeyim. 

Köprü

Kısacası mizah bir "köprü" vazifesi görmektedir. Ve adaletin bir ölçüsü olan muhalefet mefhumunun kuvvetli bir yardımcısıdır. 

Eleştiri ve muhalefetle beraber mizahı ortadan kaldırmaya çalışmak ise bir anlamda  "toplum-iktidar" ilişkisini ortadan kaldırmaktır. Çünkü bu ilişkinin yok olması durumunda toplum kendisini güvende hissetmeyecektir. Farklı fikirlerin çokça cereyan ettiği demokratik bir toplumda bütün fikirleri tek bir renkle boyamaya çalışmak elbette güven verici bir durum değildir...

"Yani esas söylemek istediğimiz şey şu:" şeklinde bir anafikir vermek isterdik, ama "daha ne diyelim yav" deyip vazgeçtik. 

Son olarak yazının başında bahsettiğimiz gibi yapıp bugünki iktidarı 'E'leştirmiş olanlar mizahın bu 'eleştirel' yönünü kaldıramamakla beraber şu anda eleştirinin her türlüsüne kapalı vaziyettedirler... Yandaşları ve medya ayakları da eleştiri ve muhalefetin her türlüsüne 'hain' damgası yapıştırırken tereddüt etmemektedir. Ne diyelim, bizlere de bu vaziyet son bulana kadar işimizi yapıp beklemek düşüyor...

Not: Muhtemelen Adnan Nacir ikinci bir izin yapana kadar beni bir daha görmezsiniz. Telefon numaramı geçen gün birisine vermiştim ondan isteyip bana ulaşabilirsiniz. Sevgiler...

***

Çedile Hanım

Ay tutulur, bırakılır!

Selamun aleyküm değerli PazarOla okuyucuları! Çok yoğun bir tatil programındayım. Şu an İspanya'dayız birazdan özel tek kişilik jetimizle Maldivler'e geçeceğiz. Saygın bir kişilik olduğum için kendimden ikinci çoğul şahıs ekiyle bahsediyorum. Bundan sonra siz de bana Sn. Profesör Doçent Orgeneral Çedile Hanım Sultan Hazretleri derseniz sevinirim. Bunca tatilimin, denizimin, kumumun, güneşimin arasında size yazıyorum, bir zahmet o kadarına da hakkımız olsun değil mi? 

Malûmunuz geçtiğimiz günlerde "Kanlı Ay Tutulması" vardı. Her yıl "OOAOAOAA EN SON MİLATTAN ÖNCE 20 BİNİNCİ YILDA AY BU ŞEKİLDE TUTULMUŞTU, ARTIK TORUNLARIMIZ TORUNLARINA ONLAR DA KENDİ TORUNLARINA, HERKES KENDİ TORUNLARINA ANLATIRSA EVLERİMİZİN ÖNÜ MİİİS GİBİ OLUR" deniliyor. Ama ne hikmetse her yıl da Ay tutuluyor. E ama yeter artık! Bu insanlık sizin kandırmacalarınızdan, düzmecelerinizden, dış ve iç mihrak merkezli terör eylemlerinizden illallah etti! Neyse ben halk tabakasına çok inemedim o gece, Ay tutulmasını Mars'tan izledim. Loca kurduk oraya. Ben kurduk yani. Uzayda tanıdıklarım var biliyorsunuz. Giderken yol yapım çalışmalarına da bir göz attım, valla ooooh devletimizin imkânlarıyla Venüs'e kurmuşlar şantiyeyi, ne de olsa teleskopla anca görülüyor diye yat babam yat. Daha asfalt dökülmemiş yav, Arnavut kaldırımı her yer buradan Ay'a kadar. Bakın bu şekilde hiçbir yere VA-RA- MAZ-SI-NIZ! 

Oh olsun gâvura!?*

Bu hafta, Kanlı Ay Tutulması hadisesi dışında, pek güzel geçmedi aslında. Komşumuzda çıkan yangın bizim de yüreğimizi yaktı. Maalesef kalbi kinden kötülükten kaskatı kesilen, akıllarını peynir ekmekle yemiş olan bir takım insan dışı varlıklar yine yosunlu taşların altından çıktılar, hiçbir ehemmiyet arz etmeyen ve kimsenin de merak etmediği saçma sapan yorumlarda bulundular. Bugün böyle bir olay karşısında "Canıma da değsin, oh olsun gâvurlara" tavrını takınıyorsak, yarın 'canımıza' da değer haberiniz olsun. 

NASA'ya tazminat

Ben de işte tabiatım bu kötülükleri kaldıramadığı için Mars'ta yazlık ev yaptırdım kendime. Geçen gün çıkan "Mars'ta göl bulundu" haberlerini duymuşsunuzdur. Bizim yazlığın arka bahçesinde minyatür bi' İstanbul Boğazı yaptırdım da, özledikçe bakar, bazen kâğıttan gemiler yüzdürür, diğer yalılara çarptırır, memleket hasretimi dindiririm diye düşünmüştüm. Sağ olsun NASA sayesinde özel hayat diye bir şey kalmadı. KENDİ EVİMİN BAHÇESİNDE UĞRADIĞIM ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ İHLÂLİ AKIL ALIR GİBİ DEĞİL. AMA BU MESELE BURADA KAPANMADI. NASA'YA TAZMİNAT DÂVÂSI AÇACAĞIM, NEYİ VAR NEYİ YOKSA HUBBLE TELESKOPUNA KADAR ALACAĞIM! Ay durun Maldivler'e varmışız. İnsanın özel tek kişilik jetinin olması çok güzel bir şey ya. Her neyse, bu haftalık bu kadar, aramıza biraz hasret girecek, ama sonra yine yeni yeniden bu sayfada olacağım. Son olarak, Ay tutulur, Allah'ın izniyle bırakılır. İnsanların 'aklı' tutulmasın, diyorum. Esen kalın!

 

Okunma Sayısı: 1556
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı