Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim, “Bu seçim Şehre rant olarak bakanlarla, yaşam alanı olarak bakanlar arasında geçecek” dedi.
31 Mart yaklaşıyor. İttifaklar, adaylar derken Türkiye yavaş yavaş seçim atmosferine giriyor. Kutuplaştırmaya dayalı bir söylem, bu seçim sürecinde de devam edeceğe benziyor. Siz bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Bunun sebebi ise açık. Üzülerek ifade etmeliyim ki, AK Parti bunu siyasî bir manevra olarak yapıyor. Bunun üzerinden seçim başarısı elde etmeye çalışıyor. Çünkü onlar da biliyorlar ki, şu an aldıkları oya asla erişemeyecekler. Biz Saadet Partisi olarak kutuplaşmayı engellemek için büyük çaba gösteriyoruz.
Ancak, oy uğruna insanlarımızın arasını açmak, milletimizi adeta kamplara ayırmak ne kadar doğru?
Ben buradan gerek iktidara gerek diğer partilere çağrı yapmak istiyorum. Kutuplaşmaya zemin hazırlayacak söylem ve eylemlerden uzak duralım. Hiçbir seçim sonucu, milletimizin birliğinden daha kıymetli değil. Milletimizin de bu gerçeğin giderek farkına vardığına şahit oluyoruz. Kutuplaştırıcı siyasetin artık hem millet nezdinde bir itibarının olmayacağını hem de seçim sonuçlarına etki etmeyeceğini düşünüyoruz.
İktidarın MHP ile birlikte sürekli ‘Beka sorunu’ vurgusu yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benzer sebeplerle bunu yapıyorlar. Seçim başarısı için kurgulanmış bir algı operasyonu bu.
Son zamanlarda her seçim döneminde gördüğümüz bir söylem. Kendi bekalarını ülkenin, milletin bekasıyla aynı şeymiş gibi sunuyorlar. Sanki bu ülkeyi sadece onlar seviyor, onlar düşünüyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu kabul etmek mümkün mü? Elbette ki değil.
Farklı düşünmek, farklı çözüm önerileri sunmak, iktidarın hatalarını yol gösterici bir şekilde eleştirmek bu ülkenin zenginliği sayılmalı.
24 Haziran öncesi bir konuşmanızda seçimlerin kimler arasında geçeceğini anlatmıştınız. Konuşmanın videosu da oldukça ilgi görmüştü. Şimdi ne düşünüyorsunuz, yerel seçimler kimler arasında geçecek?
Sizin de ifade ettiğiniz gibi bu bir yerel seçim. Şehirlerimizi yönetecek, halkımıza hizmet götürecek insanları seçeceğiz. Bu açıdan olayı değerlendirdiğimizde bu seçim, halkı sevenlerle rantı sevenler arasında geçecek. Bu seçim hizmet etmek isteyenlerle reklâm yapmak isteyenler arasında geçecek. İsraf edenlerle, milletin malını koruyanlar arasında geçecek. Şehre rant olarak bakanlarla, yaşama alanı olarak bakanlar arasında geçecek. Halkı müşteri olarak görenlerle, kendisini halka hizmetkâr olarak görenler arasında geçecek.
İstanbul İl Başkanı olarak İstanbul’un ve İstanbulluların sorunlarını iyi biliyorsunuz. Saadet Partisi olarak İstanbul’da önceliğiniz hangi konu olacak?
Her şeyden önce israfa kesinlikle son vereceğiz. İstanbul’un ve İstanbullunun her problemi önem sırasında birinci önceliğimiz. Belediyeleri kazandığımızda sorunları gidermek için dört bir koldan işe girişeceğimizi samimiyetle ifade etmek istiyorum. Ancak bütün bu sorunlar arasında ulaşım problemi her halde bir nebze daha öne çıkıyor. Çünkü bu sorun insanlarımızın zamanını çalıyor. Sevdikleriyle birlikte geçirecekleri vakti heba ediyor.
Nasıl çözeceksiniz peki?
Projeler üzerinde çalışan bir ekibimiz var. Ayrıca projeleri açıklamayı adaylarımıza bırakmayı daha doğru buluyorum. Ancak şunları ifade edeyim. Bugün İstanbul’da yaşanan ulaşım sorunu ikiye ayrılıyor. Birincisi trafik. İkincisi ise toplu ulaşımın kalitesi. İstanbul’u yöneten arkadaşlarımız, trafik sorununu çözmek için milletimizi toplu ulaşıma yönlendiriyorlar. Esasen ilke olarak doğru bir hareket bu ancak mevcut şartlar altında çok da problemli.
Bugün, toplu ulaşıma yeni hatlar ekliyorlar. Teşekkür ederiz. Ancak buradaki esas problemli alan, toplu ulaşımın insan onuruna yaraşır şekilde sağlanmıyor oluşu.
İstanbulluların ne çektiğini anlayamazlar
Şehri yönetenlerin bu duruma vakıf olmadıklarını düşünüyorum. Kâğıtların hissiyatı yoktur. Önlerine gelen raporlarla, istatistiklerle İstanbulluların ne çektiğini anlayamazlar. Hissetmedikleri, anlayamadıkları, yaşamadıkları sorunu da çözebileceklerini düşünmüyorum.
Bugün hangi yönetici kendisi bu toplu ulaşım araçlarını kullanıyor? Hangisi bir yakınını metroya, metrobüse gönül rahatlığı ile bindirebilir? Ya da daha can alıcı ifade edelim, hangisi bu araçları kullanmak zorunda? Hadi bunları da geçtim. Kaçı çakarlarını, emniyet şeridini kullanmayan yönetici sayısı kaç? Bu soruların cevabını milletimize bırakıyorum.
Metrobüslere binme çağrısı yapmıştınız, bu çağrınız devam ediyor mu? İstanbul’u yönetenlerden çağrınıza kulak veren oldu mu?
Henüz dönüş yapan olmadı. İstanbullunun dertleriyle hemhal olmak isteyen var ise dönüş yaparlar diye düşünüyorum. Çağrım da devam ediyor ayrıca. Metrobüse binme, yolculuk yapma, inebilme çilesini gerek İstanbul’u yönetenler, gerek siyasî partilerin il başkanları görünceye kadar da devam edecek.
Şehrin sorunları bitmiyor, ancak ben birazda adaylarınızı sormak istiyorum. Adaylarınız belli oldu mu? Ne zaman açıklayacaksınız?
Adaylarımız üzerinde titizlikle çalışıyoruz. Dürüst, liyakatli, çalışkan, şehrini ve insanımızı seven kişileri aday göstereceğiz. Bunlarla birlikte seçimlerde başarı gösterecek kişileri aday göstereceğiz. Yakın zamanda adaylarımızı kamuoyu ile paylaşacağız. Göreceksiniz ilçelerinde heyecan oluşturacak isimler olacak.
İlçeler için isim vermiyorsunuz anlaşılan. Siz büyükşehir için aday mısınız peki?
Büyükşehir adayımız için istişarelerimiz devam ediyor. Bugünden kimin olacağını bilemeyiz. Ancak İstanbul’da seçimi kazanacak kişi olacak diyebilirim.
Son olarak şunu sormak istiyorum. Sizin için yerel seçimlerin havası hep başka olmuştur. Bu seçimde de iddialı mısınız?
İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi dahil şehrimizdeki 40 belediye içinde iddialıyız. Biz bu işi biliyoruz. Halkımız da bunu biliyor. Milletimizin bize olan teveccühüne de şahit oluyoruz. Biz İstanbul’da yerel seçimlerin favori partisiyiz.
RÖPORTAJ: ÜLKER YILMAZ CABA
[email protected]