"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Erdoğan-hükümet krizi devam ediyor: Dolmabahçe pozu da doğru değildi

22 Mart 2015, Pazar 11:00
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile hükümet arasında izleme heyeti konusunda başlayan gerginlik büyüyor.

Üçüncü göz olarak çözüm sürecine refakat etmek üzere planlanan İzleme Heyeti'ne "karşı olduğunu, haberleri gazetelerden okuduğunu, süreci yöneten hükümetse gereğini yapması gerektiğini" söyleyerek hükümete sert çıkan Erdoğan, bu kez de heyetin İmralı'nın meşruiyetini artırma adımı olduğunu da savundu. Erdoğan ayrıca, Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma için kongre çağrısını da yaptığı 10 maddelik müzkere metninin okunduğu hükümet ve HDP heyetinin ortaklaşa düzenlediği 28 Şubat 2015 tarihli Dolmabahçe Sarayı'ndaki pozun da yanlış olduğunu söyledi.

'İSYAN BAYRAĞI' AÇAN ARINÇ'A CEVAP YOK

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İzleme Heyeti’nden haberdar olmadığını söyleyen Erdoğan’a alışılmadık bir şekilde isyan bayrağını açarak “Bugün yapılanlardan, yarın geleceğimiz noktadan sayın Cumhurbaşkanımızın habersiz sayılması mümkün değildir, her şeyi çok iyi bilmektedir. Sayın cumhurbaşkanımızı çok sevdiğimiz için bu konuşmaları hükümetimiz adına değil ama kendisini yıpratabilir diye düşünüyoruz" demişti.

Erdoğan da akşam saatlerinde Denizli’de STK temsilcilerine hitap ettiği yemekte, Arınç’ın sözlerine “Cumhurbaşkanı siyasetin dışında olabilir mi? Bunlar kendilerine göre konu mankeni arıyorlar, ben konu mankeni değilim” diye yanıt vermişti.

'KENDİ TASARRUFLARI'

Arınç'ın açıklamalara bu kez doğrudan değinmeyen Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Hükümetle cumhurbaşkanının her konuyu görüşmediğini dolayısıyla İzleme Heyeti'nden haberi olmadığını tekrarlayan Erdoağan, "Orada kendi tasarruflarını kullanmışlar. 'Hayırlı olsun' demek düşer bana. Ama ben de, bu durumdan rahatsız olduğumu söyleme hakkına da sahibim. Bunu söyledim. Akil insanlardan böyle bir grubun gönderilmesi konusu benim Başbakanlığım zamanımda da gündeme gelmişti. Bana bunu sordular ve ben dedim ki doğru bulmuyorum. Şimdi bu bilindiği halde, şu an böyle bir şey yapılıyorsa, konu bana sorulduğunda ben yine aynı şeyi söylemek durumundayım. Nitekim, yine aynı şekilde, buna katılmadığımı söylüyorum. Niye katılmıyorum? Çünkü birileri hep bundan geçmişte prim yapmışlardır" dedi.

'FELAKETTİR, TEHLİKELİ BİR ADIMDIR'

Erdoğan heyetin İmralı'nın meşruiyetini artıracağını savunarak, "Mesele, İmralı'nın ne dediğini öğrenmek değil mi? Bunu öğrenmek için bunun siyasi temsilcisi olan parti üç temsilci seçiyor ve muntazaman kendisiyle konuşuyorlar. Başkalarının da gitmesine ne gerek var? Mesele, bilgi almak ve mesaj vermekse zaten bu yapılıyor. Akil insanları kuran benim. Ama Ada'ya bir de böyle bir ekibin gönderilmesini yanlış buluyorum. Bir ara şu çıktı. 15 kişi gitsin. On kişi gitsin. Bu ayrı bir felakettir. Bu Ada'nın meşruiyetini artırma adımıdır. Dolayısıyla bu tehlikeli bir adımdır" ifadelerini kullandı.

'YAN YANA O RESMİ VERMELERİ DOĞRU DEĞİL'

Silahları bırakma çağrısının yapıldığı Dolmabahçe toplantısını da uygun bulmadığını açıklayan Erdoğan, HDP heyetinin okuduğu metinle Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın okuduğu metnin farklı olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı; "Ben oradaki toplantıyı da doğru bulmuyorum. Çünkü bu toplantıda hükümetin Başbakan Yardımcısı'yla şu an parlamento içinde olan bir grubun yan yana o resmi vermesini ben şahsen doğru bulmuyorum. Daha önceleri gerektiğinde bir arkadaşımız onlarla görüşmeler yapar ve açıklama yapılırdı. Ama o toplantıda olduğu gibi medyanın karşısına çıkmak suretiyle, iki ayrı metin deklare edilmiyordu. Böyle bir şey hiç yaşanmamıştır. Açıklanan 10 maddelik metne gelince; o metinde bir demokrasi çağrısı yok. Bu metnin demokrasi adına neresini kabul edeceğim? Metni incelersek oradaki konuların çoğunun demokrasiyle falan yakından uzaktan alakası yok. Hala yeni yeni talepler ortaya çıkıyor. Daha sonra Başbakan Yardımcımızın yaptığı bir açıklama var. Onların tamamen aksine. Yani birbiriyle tamamen örtüşen bir şey yok. O zaman neyi görüştüler? Buna ortak bir deklarasyon diyebilir misiniz? Böyle bir şey var mı?"

Kaynak: Ajanslar

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 1378
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    22.3.2015 13:11:50

    SN.C.Başkanı ya anayasadaki sorumsuzluğuna layık görevini icra etsin,siyasi parti başkanı gibi oy,savunma,suçlama yapmaktan uzak dursun yada ona yapalacak tenkit ve suçlamalardan gocunmasın.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı