"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

"Hükümet çözüm sürecinin gereğini yerine getirmiyor"

21 Ekim 2014, Salı 15:21
HDP EŞ Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Hükümet hala 'çözüm süreç benim temel politikamdır' diyor, hala ekmeğini yemeye devam ediyor ama çözüm sürecinin gereğini yerine getirmiyor. Artık gün bugün, an bu andır. Çözüm süreci bir tehlikeli eşiği daha kaldıramaz" ifadelerini kullandı.

Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, karşılarında "ölüm, savaş, kutuplaştırma ve gerilim dilini kullanan bir siyaset olduğunu" savundu.

İzmir'de, Kobani eylemlerinde yaralanan Ekrem Kaçaroğlu'nun dün vefat ettiğini anımsatan Yüksekdağ, "Bu ülkede ne yazık ki yaşamı büyütmek için, barışı isterken ölmek zorunda kalıyoruz" dedi.

"Kobani hala düşmedi ve düşmeyeceğini bütün dünyaya ilan etti" diyen Yüksekdağ, hükümetin çöken bölge ve Kobani politikasıyla Türkiye'nin itibarının uluslararası kamuoyu nezdinde gözden düştüğünü, itibar kaybettiğini; Kobani'yi düşürmeye çalışırken uluslararası itibarının yere çakıldığını öne sürdü.

Yüksekdağ, "Bugün bu çapsızlıklarının, yıkımın ve tahribatın bedelini halkımıza, partimize ödetmeye çalışıyorlar. Yavuz hırsız ev sahibini haksız çıkarırmış" diye konuştu.

"Ölüm üzerinden siyaset tarzımız değil"

İktidarın Kürt halkı ile dost olma şansını da yitirdiğini savunan Yüksekdağ, "Türkiye, uyguladığı siyasetle bölgenin ve ülkenin marjinal ülkesi haline gelmiştir" ifadesini kullandı.

Yüksekdağ, şunları kaydetti:

"Bugün konuşmasında, bir tarafından HDP'ye vurmayı ihmal etmeyerek Suruç ile Kobani'nin birbirinden farklı olmadığını beyefendi (Başbakan Davutoğlu) yeni fark etmiş.  Aylardır bu halk size bunu anlatmaya çalışıyordu. 48 insan sizin bunu bugün anlamanız için mi öldü? Bundan bir ay önce bu gerçeği görebilseydiniz bugün 48 insan ölmeyecekti. 

Bugün Kobani konusunda yeni gelişmeler yaşanıyor. Peşmerge'nin geçişine onay verileceğinden bahsediyor. 6 ekim günü daha halkın öfkesi sokağa dökülmeden, acı süreç başlamadan önce 'Kobani yalnızlaştırılmasın. Bu abluka Şengal'deki gibi bir soykırıma dönüştürülecek. Bir Şengal, Halepçe daha olmasın, halklar bunu kaldıramaz, sınırları rahatlatın, Kobani'ye ablukayı ortadan kaldıracak tedbirleri devreye sokun' dedik. 6 ekim gününe kadar bütün çabalarımıza rağmen, olumlu söylemler, yapıcı yaklaşıma rağmen karşılık bulamadık. 48 insanın ölmesini mi bekliyordunuz bu adımı atmak için? Bunun akılla, vicdanla, ahlakla açıklanabilecek hiçbir yanı yok.

Bugün gelip partimizi ölümlerin sorumlusu olmakla itham ediyorlar. Kim bu ölümlerin sorumlusu? Ölüm üzerinden siyaset yapmak bizim tarzımız değil. Kusura bakmayın Sayın Davutoğlu, Sayın Erdoğan, ölümler üzerinden siyaset yapan biz değiliz, sizsiniz. Biz ölerek siyaset yapıyoruz, ölerek. Bizim siyaset yapabilmek için özgürlük alanları kullanabilmek için ölmemiz gerekiyor. Kadınlarımızla, çocuklarımızla, siyasetçilerimizle ölmemiz gerekiyor. Bu son bir ay boyunca da bize yine aynı ölüm çizgisi dayatıldı. Bizi ölümde korkutamazsınız. Bizi ucuz tehditlerinizle yıldıramazsınız. Kaç araba dolusunu gördük bunların. Hangi tarihlerinden hangi aşamalarından gelip geçtik. Uzattığımız barış, çözüm elini ciddiyetle, sorumlulukla tutarak bütün bu halkla barışmayı başarabilirsiniz. Halkınıza savaş ilan etmeyin." 

"Faili meçhuller yeniden hortlatıldı"

Yeni Türkiye'de, Adana'da bir gazete dağıtıcısının maskeli kişilerce arkasından kurşunlanarak katledildiğini ifade eden Yüksekdağ, "Sıkıysa o maskeleri düşürün. Bugün Davutoğlu, gösterilerde insanların yüzlerine taktığı fularların, maskelerin suç olduğundan bahsediyor. Faili meçhuller yeniden hortlatıldı. Maskeli faşizm yeniden gündeme getirildi" dedi.

Çözüm sürecinin çok büyük bir badire atlattığını belirten Yüksekdağ, "Bu eşiğin geçilip geçilemeyeceği anlayacağımız süreç, tam da içinde bulunduğumuz süreçtir. Hükümet hala 'çözüm süreç benim temel politikamdır' diyor, hala ekmeğini yemeye devam ediyor ama çözüm sürecinin gereğini yerine getirmiyor. Artık gün bugün, an bu andır. Çözüm süreci bir tehlikeli eşiği daha kaldıramaz" ifadelerini kullandı.

"Güvenlik paketleriyle, militarizmi tahkim ederek demokrasiyi getiremezsiniz" diyen Yüksekdağ, Öcalan'ın durumunu tehdit ve  pazarlık konusu haline getirmeye çalışılarak da demokrasinin tesis edilemeyeceğini söyledi.

Yüksekdağ, "Özgür bir Rojava, Kobani en iyi güvenli bölgedir. Sınırlarınız içinde de güvenliği, demokrasi alanı sağlayarak getirirsiniz, güvenlik paketleriyle değil" diye konuştu.

 Çözüm sürecinde Cumhurbaşkanı ile Başbakan ve bakanların ayrı dilden konuştuğunu savunan Yüksekdağ, "Çözüm sürecinde kimi muhatap alacağız? Bakanlar 'Öcalan'ın konumu değişebilir, tartışalım' diyor, Cumhurbaşkanı çıkıyor 'Villa verecek halimiz yok' diyor. Böyle ciddiyetsiz yaklaşım olabilir mi? Bakanın, Başbakan'ın söylediğini reddeden, tashih eden, polemiğe giren bir Cumhurbaşkanı var karşımızda. Siz İmralı'da kaç masa, televizyon, sandalye olduğuyla uğraşmayın. Sizin daha çok önemli işleriniz var. Yol temizliği için adımlar atılsın. Müzakere süreci bekleme koridorundan çıkarılsın. Yoksa Öcalan'ın villa istediği yok. Bizim gibiler villa istemez. Villalar daha çok iktidara ve onun siyasetçilerine yakışır. Kürt siyasetinin ve halkın böyle bir tartışması, beklentisi yoktur" dedi.

Yüksekdağ, bugün Gezi direnişinin Kobani'den ayrılamayacağını savundu.

Okunma Sayısı: 1222
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı