CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şantaja teslim olan, Öcalan’ın esir aldığı bir hükümet var." dedi.
Hükümetin din ve iman üzerinden siyaset yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, partisinin oy oranının arttığını, AK Parti’nin oylarının yüzde 40’ların altına düştüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, "Doğu, Güneydoğu'da bizim büyük endişelerimiz var onu söyleyeyim. Doğu Güneydoğu'da PKK’nın bir üstünlüğü var şuanda. Trafik kontrolü yapıyorlar mı? Yapıyorlar. Mahkemeleri var mı? Var. Vergi daireleri var mı? Var. Askere alma daireleri var mı? Var. paralel devlet diyorlar. Paralel devlet diyorlar, paralel devlet orada var. Niye sesini çıkarmıyorlar, niye konuşmuyorlar? Caddenin ortasında trafik kontrolü yapıyorlar ellerinde kaleşnikof silahlarla. Nerede bu hükümet? Ne yapıyor bu hükümet?" dedi.
Çalışma gezisi için geldiği Bursa'da bir yerel televizyonun canlı yayında konuşan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "AKP 12 yıldır iktidar, yakınları, bütün akrabaları zengin oldu, herkes köşeyi döndü. Ben vatandaş olarak hala ortalıkta aç sefil geziyorum, o zaman yeter denmesi' lazım. Din, iman üzerinden siyaset yapıyorlar, ona da 'dur' denmesi lazım. Kusura bakma; 'din, iman' dedin malı sen götürdün. Biz gene baş başa kaldık. Vatandaşın artık bu gerçekleri görmesi lazım. AKP’nin politikası şu; yoksulu sürekli yoksul kılmak. Sürekli yoksul kalsın, vatandaş bana muhtaç olsun. Bizim politikamız ne? Yoksulluğu bitireceğiz. Herkes onurlu bir yurttaş olarak ülkesinde iş bulacak, aş bulacak ve çalışacak. Siyasetin temel felsefesi halka hizmettir. Ama birisi, ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim şimdi hanlarda, hamamlarda, yalılarda, villalarda, saraylarda oturuyorum diyorsa ve sende gözünle görüyor ve halinden şikayet ediyorsan bu tabloyu ben değiştirmek zorundayım diyeceksin. Her vatandaşımın elini vicdanına koyması ve düşünmesi lazım. Hangi devlet Allah aşkına, hangi hükümet? Bunlara hükümet mi denir? Abdullah Öcalan’ın esir aldığı bir hükümet vardır. Diyor ki, benim dediğimi yapmazsan darbe olur. Şantaja teslim olan bir hükümet olur mu? Biz bunu kabul etmiyoruz."