Hem bu medar-ı sürur ve ferah olan hediye-i nuraniyeyi bir hiss-i kablelvukuyla benim ruhum tam hissetmiş, akla haber vermemişti ki, o gelmeden iki gün evvel, Feyzi ve Emin’in fıkrasında beyan edilen, rüyayı gördüğüm gecenin gününde, sabahtan akşama kadar ve ikinci günü de kısmen hiç görmediğim bir tarzda bir sevinç, bir sürur hissedip mütemadiyen bir bahaneyle ferahımı izhar edip, otuz kırk defa tebessümle güldüm. Hem ben ve hem Feyzi, taaccüp ve hayret ettik. Otuz günde bir defa gülmeyen, bir günde otuz defa gülmek bizleri hayrette bıraktı. Şimdi anlaşıldı ki, o sürur, o sevinç mezkûr manevî fermanı temsil eden masumların ve ümmîlerin kalemlerinin yazıları, nesl-i âtînin sahaif-i hayatlarına, âlem-i İslâm’ın sahife-i mukadderatına ve ehl-i imanın istikbalinin defterlerine neşr-i envar edeceklerinin ve o masumların halis ve sâfi amelleri ve hizmetleriyle sahife-i amalimizde hasenatlarını yazıp kaydetmesinin ve Risale-i Nur Şakirtlerinin istikbalinin mukadderatını mesudâne idamesinin haberini veren, o hediyeden ve daha gelmeden geliyordu. Ben, o azîm yekûndan hisseme düşen binden bir cüz’ü ruhen hissedilmiş, beni mesrurâne heyecana getirmişti. Evet, böyle yüzer masumların makbul amelleri ve reddedilmez duâları sair kardeşlerimin defterlerine geçmesi misilli, benim gibi bir günahkârın sahife-i amaline dahi girmesi, binler sürur ve sevinç verir. Böyle karanlık bir zamanda, bu ağır şerait altında böyle masumâne ve kahramanâne çalışmak için, biz, hem o masumları, hem o ümmîleri, hem onların muallimlerini, hem peder ve validelerini, hem köylülerini, hem Anadolu’yu, hem memleketlerini, tebrik ederiz. O mübarek masumların ve ümmîlerin her birisine birer hususî teşekkür ve tebrikname yazmak elimden gelseydi yazacaktım.1
Dipnot:
1- Sikke-i Tasdiki Gaybi.
Hazırlayan: Fahri Utkan