Tarihin kaydettiği en önemli olaylardan birisi olarak kaydedildi 29 Mayıs...
Çağ açıldı, çağ kapandı.
İslâm orduları Asr-ı Saadetten itibaren bu güzide şehre seferler düzenlediler.
Çünkü müjde vardı..
“İstanbul mutlaka fethedilecektir.”
Aradan asırlar geçti.
Bu müjdenin tahakkuku Osmanlı’ya nasip olacaktı.
Kur’ân’ın senasına muhatap olan bir millet.
Türk milleti...
Kahramandılar, cesurdular,
Şefkatli ve merhametli idiler.
İşte Fatih ve ordusu...
“Ne güzel bir kumandan” Askerleri ise, “Ne güzel bir asker”di.
Zaferin bütün şartları hazırdı...
Fakat bir Cibali Baba vardı.
Bizans’da ikamet ediyor, Fatih’in toplarından çıkan gülleleri, daha patlamadan kerameti ile Haliç’e atıyordu.
Buna müttali olan Akşemseddin bir gece niyaza durdu.
Açtı ellerini Allah’a:
“Ya Rabbi bu senin ordun, bunlar Peygamberimizin (asm) müjdesine sahip olmak için buradalar. Bu meczubun canını al yoksa bu fetih gerçekleşmeyecek” diyerek niyazda bulundu.
Gözlerinden akan yaşlar seccadesini ıslatmıştı.
Cibali Baba; “Bu gavurcuklarım ölmesin, ben onları hidayet nuru ile müşerref edeceğim” düşüncesi ile böyle yapıyordu...
Cibali Baba ertesi gün vefat etti.
Akşemsettin Fatih’e müjdeyi verdi:
“Müjde sultanım, yarın fetih gerçekleşecek, vursun topların...”
Ve, 29 Mayıs, günlerden Salı.
Fetih gerçekleşti.
Tarihte bir çok yenilgiler böyle Cibali Baba meşrepli insanlar yüzünden olmuştur. Ya zalimlere eş olmuşlar, ya da onlara duâ etmişlerdir.
Zamanımız da ise aynı hal ve hareketler devam ediyor.
Numunelerini çokça görebilirsiniz.
Ama Fatih, İstanbul’a adalet ve huzur getirmişti.
İşte İstanbul bunu bekliyor...