Geçtiğimiz hafta sonu iki gün Ankara’da idik. Daha doğrusu “Anadolu’nun Sinesi’nde“ idik.
Çorum’dan Ömer kardeşimin kaptanlığında, avukat İsmail kardeşimin eşliğiyle Ankara’ya ulaşmak hiç usandırıcı değildi.
Maltepe’deki toplantıya ülkemizin dört bir tarafından iştirak eden dâvâ yolcularımız ile yönetim kurulu üyeleri ve gazetemizin idarî kademesinde bulunan sizin bildiğiniz, yılların eskitemediği ve usandıramadığı simalar.
Dinleyici olarak iştirak ettiğim bu toplantıda hizmetlerimizi yakından ilgilendiren konulara kulak misafiri oldum.
Sekiz-on yıldır Ankara’ya uğrayamamıştım. Doğrusu özlemişim. Akşam dersinde, mütebessim simalarla kucaklaştık. Özellikle eski idarecilerden Tacettin Bey ile merhum Kadir Eren’i andık. Bende bulunan iki eski fotoğrafını ona ilettim.
Hayat böyle. Hizmet nöbetini bitirenler, bir bir ebedî âleme uğurlanıyor..
Akşam dinlediğimiz iki dersten sonra, hemşerim Sami Sarar kardeşimin misafirliği için yola çıkacak iken eski kamu idarecisi Düzceli Avni kardeşim ile mülâki oldum.
Hoş-beşten sonra Avni kardeşimin kaptanlığında Sami kardeşimin hanesinde geceyi geçirdikten sonra semt sabah soh- betine iştirak ettik.
Yıllarca göremediğim mübarek bir çok sima ile burada karşılaşmam beni oldukça mütehassis etti.
Bir çok hatıraları orada yad ettik.
Yine Avni kardeşimin kaptanlığında Ankaralılar tarafından organize edilen gazetemizin 49’uncu yılını idrak etmek için yapılan programda yine Ankaralı ve çevreden iştirak eden okuyucularımızla beraberdik.
Yılların Ali Vapurlu abisi, Yönetim Kurulu Başkanımız Ömer Yavuzyiğit, Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, eskimez Demokrat, DYP 19. dönem milletvekili Nurettin Tokdemir’in nefis konuşmaları ile Ankara her zamanki heyecanını misafirlere yansıttı.
Ankara’da dolu dolu iki gün geçirdik.
Anadolu işte böyle bir atmosferi yaşıyor.
“Matbuat lisanı ile ders verme“ müjdesi elli yıldır ülkenin etrafında dalgalanıyor Yeni Asya…
Feleğin inadına, nice açık ve gizli muarızların rağmına. Nice olumsuz şartlara rağmen…
Gelecek neslin: “Yazıklar olsun o zamanın gayretsiz insanlarına” dedirtmemek için… Sesimizin çıktığı kadar haykırıyoruz.
Nurlar’dan başka bu kanayan yaralarımız tedavi edecek bir çare yoktur.
Onun için varız,
Onun için çırpınıyoruz.
Tebrikler Ankaralılara,
İstikametli okuyucularımıza.