Bu hafta başka bir hafta.
Biz her gün O’nu (asm) okuyoruz. Sünnet-i Seniyyesine uyuyoruz. Her gün bir sözünü aklımıza nakşediyoruz.
Asırlar geçse de, zaman değişse de…
Onu (asm), sadece haftada ya da aklımıza geldiği zamanlar anmıyoruz.
Asırlar öncesinden bu günkü ehl-i imanı arzulamış ve seslenmişti. “Kardeşlerim” demişti. İşte o zaman bu zaman, ”kardeşlerim” diye hitap ettikleri, bu asırdaki samimî Müslümanlardır.
“Dinden ve din-i Muhammedi’den (asm) fetret derecesinde uzaklaşma olacak.”
Bu ifade bir hadistir. Tam bu zamanı anlatıyor. Bizler ancak dine tam sarılmak ile ancak bu girdaplardan kurtulabiliriz.
Üstadın “Ağrı Dağı” rüyasında O (asm) vardı. Daha çocuk yaşlarındaki rüyasında O (asm) vardı. “Rüyada bir hitabe“de O (asm) vardı. Bu rüya içinde en bariz bir şekilde İki Cihan Serveri (asm) vardı. Her asırda ehli iman ile beraberdi. Şu an da öyle.
Fakat, dünyada” adetullah” kanunları işliyor. İslâm Dünyası aklını başına almalıdır.
“İttihad lâzımdır” sualine Üstadımız:
“Evet, ittihad lâzımdır, ama ittihad cehalet ile olmaz, ittihad ilim ile olur.”
İstanbul’da Arabistan Konsolosluğu’nda işlenen cinayetin ehl-i imanla ilgisi olmamalı. Ama bu serüven hep böyle gitmeyecek.
“Ümitvar olunuz, şu istikbal inkilâbı içinde en yüksek gür sedâ İslâmın sedâsı olacaktır” sözünün söylendiği müjdeyi söyleyen heyetin içinde İki Cihan Serveri de (asm) vardı.
O günkü şartlarda binlerce profesörün yapamayacağı bir değişim yaşanmıştır. Yüz sene çalışsalar bu neticeyi elde edemezler. Günlük yaşantımızda Onun (asm) hareketlerini taklit ediyoruz.
Bu gün dünyanın çarkları içinde ancak bu prensipler yaşandığı zaman düzlüğe çıkarız. Siyaset ve diplomatlık bu vazifeyi göremez.
Bu insanlar her çareyi araştıracaklar ve Risale-i Nur’dan başka çare bulamayacaklar. Bu açıdan âlem-i İslâm’ın mihenk noktası Türkiye’dir.
Yeni Asya bu mihengin ana noktasıdır.