Ehl-i imanın hasretle beklediği günleri yaşıyoruz..
Manevî ticaret mevsimi.
Hiçbir bakanlar kurulu kararı olmadan.
Kanun hükmünde kararnamenin yayınlanmadığı,
Mecliste oylanmaya ihtiyaç olmayan bir emirdir bu.
İşte önümüzdeki günler Ramazan başlıyor.
Adeta organize edilmemiş bir gönül ordusu bu.
Dilini yalandan,
Kulağını çirkin ve malayani sözlerden,
Midesini oruçlu olduğu saatler de tatil ettiren,
Kur’ân’ı yeni nazil oluyor gibi dinleyen ve okuyan,
Adeta vücudunu ve ruhunu genel birbakıma alan ehl-i iman...
Ramazan ayını anlatmak zordur.
Yaşamak en güzelidir.
Sahur bereketi, iftarın hazzı, teravih namazının huşusu,
Kendisinden ve nefsinden başkalarının hatırlanmasıdır Ramazan...
Ehl-i iman ayrı ayrı mânevî feyiz ve hususiyetlere bürünür.
Âdeta melekiyet vaziyetine girer.
Hayatın mahiyet ve kıymetini,
Nimetlerin nasıl yüce bir kudret tarafından bizlere ihsan edildiğini idrak ederiz.
Günler böylece bir çırpıda gelir geçer...
Tabiî, bazılara Ramazan zordur.
Onlar da bu günlerin bir an önce bitmesini isterler.
Keşke onlar da bilselerdi bu günlerin kıymetini.
Ramazan’ın saygısını,
Ramazan’ın inceliğini unuttu bazıları.
Açıktan intikam alırcasına hareketler ehl-i imanı rahatsız eder.
Orucu bir inat uğruna yerler.
Eskiden ecnebiler bile, Müslümanların oruçlarına saygı duyar, açıktan hiçbir şey yemezlerdi.
Özellikle büyük şehirlerde bu haller daha da yaygındır.
Ama her şeye rağmen Ramazan, Ramazandır...
Fıtratı bozulmayan insanımız bu atmosferden doya doya istifade ederler.
Sonra bu huşu ve huzur dolu günler bitmeye başlar.
Bu ayın için de Kadir Gecesi vardır.
Seksen sene bir ömrü kazandırır mü’minlere...
Ve bayram gelir.
Getirilen tekbirler arşı inletir.
Küçüğünden büyüğüne varıncaya kadar her insan bu hallerden büyük bir şevk ve feyiz alır.
İşte bu günlerin arefesindeyiz elhamdülillah...
İslâm âlemine ve insanlığa sulh ve huzur getirsin inşallah.