Tarihin derinliklerinde..
Osman Gazi’yi anarız..
Orhan Gazi’yi sorarız tarihe..
Bursa nasıl Osmanlının oldu ?
Yıllarca muhasara altında kalan Bursa tek kılıç kullanılmadan teslim edilir.
Bu bir harp stratejisidir.
Bursa ondan sonra Bursa olur.
İçinden Yıldırımlar, Muratlar, Çelebiler Fatihler çıkar..
Sonra bu seyir ile Osmanlının cihana hükmedişini okuruz.
Bursa’da yaşarız..
Tarihin derin izlerini okuyarak.
Ecdadın attığı derin imzaları seyrederek.
Camilerinden hanlarına, hamamlarından türbelerine...
Hayatın bunalımlarından kurtulmak için kendimizi Ulu Cami’ye atarız..
Bursa’yı yaşarız..
Hem de doyasıya..
Soğuk sularından abdest alırız.
Huşu için de namazımızı kılarız.
Açarız ellerimizi Allah’a.
Geçmişten geleceğe taşırız duâlarımızı.
Dergâh-ı İlâhiyeye sunarız.
Nefes almak için hünkâr köşküne çıkarız.
Yıldırım Külliyesi’nden ovayı seyrederiz.
Türbesinde Fatihalar okuruz.
Bursa’yı yaşarız.
Manevî Sultan, Emir Sultan’a gideriz.
Yüksek huzurda huşu duyarız..
Sonra Çelebi Mehmed Sultan’a yolumuz düşer.
Harika türbesinde ellerimiz semaya açılır.
Bursa’yı yaşarız..
Sonra Somuncu Baba’nın fırınını gördüğümüz de, ilmini ve velâyetini nasıl sakladığını hatırlarız.
Muradiye Külliyesinde muhterem sultanların türbelerini ziyaret ederiz.
Bursa’yı Bursa yapan ve halen insanımıza hizmet eden hanlarını.
Koza Han’ı ve diğerlerini.
Yürüyüş süresi beş dakikayı geçmeyen mistik yapılı camilerini...
Tek kelime ile harika bir manzara.
En sonunda da kendimizi yüzlerce yeşilin kendisini bezediği Uludağ’ı...
Bursa’yı yaşarız..
Tarihe bakarak.
Yüzlerce veli’yi bağrında saklayan Bursa’yı...