İnsan bu dünyada bir misafirdir.
Bunu en iyi anlayan ve anlatan Bediüzzaman’dı.
“Dünya bir misafirhanedir” demişti.
Onun hayatı sadece bir ilde ve bir belde de geçmedi.
Ülkenin her bölgesinde ikamet etti.
Bir çok zulümlere maruz kaldı.
Ve, sonun da şu sözü de ekledi:
“Misafirhane Sahibinin rahmeti yâr ise, herkes yârdır, her yer yarar. Eğer yâr değilse, her yer kalbe bârdır ve herkes düşmandır..”
Bir çoğunuz bilir ben Çorum ilinde doğdum.
Yıllarca bu ilimizde hizmet etmeye çalıştım.
2010 yılında Bursa’ya yerleştim.
Hizmetin olduğu ve olmadığı her yer bize yardır.
Ama insan yalnız yaşamadığı için, ebna-i cinsi ile de alâkadardır.
Bu arada torunlarıma dört sevgili yavrumuz da ilâve edince kader bizi tekrar memleketime sevk etti...
Bursa hayallerimin şehri idi.
Yıllarca muhtelif aralıklarla gelip gitmiştim.
İlk Bursa maceram, ağabeyimin 1973 yılında askerliğinin burada olması vesilesi ile geldiğimde, âdeta bu ilin güzelliğine tutulmuştum.
Yedi yıl müddetince çok güzel hatıralar yaşadım.
Hemen her gün dershanede mesaiye gider gibi can dostlarımızla beraber olduk.
Çok sevdiğim ve her gün beraber olduğum bazı ağabey ve kardeşleri ebedî âleme uğurladık.
Mahalle komşularım,
Nur yoldaşlarım,
İçli-dışlı olduğum nice bahtiyar Bursa’lılar,
Aziz gençler,
Sevgili çocuklar...
Mevlitler, paneller, hizmet gezileri, ilçe ve mahalle dersleri...
Doyumsuz günler ve aylar, yıllar.
Yaşım 64 oldu.
Daha ne kadar yaşayacağımızı bilemiyoruz.
Kader ve kısmet.
Çok hareketli hizmet yılları geçirdik.
Ne kadar şükretsem azdır.
Bu vesile ile bu can dostlarıma ve kardeşlerime binlerle teşekkür ediyorum.
Ben gezmeyi çok seven biriyim.
Ülkemizin bütün illerini, bazılarını defalarca ziyaret etmişimdir.
Yine ömrümüz olursa bu geziler inşallah devam edecektir.
Bursa’lılar haklarını helâl etsinler.
Hayat boyu unutamayacağımız hatıralar, silinmeyen çizgi olarak kalacaktır.
Allah’a ısmarladık ...