"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“En“ler” ve “ben” ler

Raşit YÜCEL
16 Kasım 2016, Çarşamba
En çok onlardan çekeriz.

“Ben” ler,

“En” ler…

Yaptıklarımızı yer bitirirler.

Amellerimizi küsufa tuttururlar.

Nice kardeş kavgaları.

Nice, millete hamiyet dâvâsı güdenler,

Dönen çarka çomak sokanlar…

Bunları insanlık hep yaşayarak geldi.

Peygamberlere asi olan evlât ve eşler,

Padişahların başlarına belâ olan öz kardeşleri.

Bunlar her benliğin hayata yansımalarıdır.

Bunu Cenâb-ı Hak dağlara yüklemişti de, dağlar kabul etmemişti.

İnsan sahip çıktı bu benliğe...

Buna “enaniyet” dendi.

Bu benliği Hak yolunda kullananlar bahtiyar oldu. Bu hasleti şer cihetinde istimal edenler ise hayatı azaba çevirdi.

Yıldırım Han’ı, Ankara’da mağlûp ettiren ordu komutanlarının bazılarının Timur’un tarafına geçmesidir.

Şeyh Şamil’i üzen, komutanlarından bazılarının Çar’ın yararına çalışmasıdır.

İki Cihan Serveri’nin (asm) karşısına çıkan müşrik ve münafıkların halleri hep bu benliği yakıcı “en” ler den kaynaklanıyordu.

Onun için Bediüzzaman Hazretleri sıkça talebelerine bu hallere muhatap olmamalarını titizlikle ihtar emişti.

Yüz yıllık hareketimiz için de nice benlik ve enlikler ile ciğerimiz dağlandı.

İhlâs Risalelerinin işte her on beş günde okunması ve hayatımıza ışık tutması bunun içindi.

“İnsanlar helâk olur, ama bilinler müstesna, bilenler de helâk olur, ama bildiği ile amel edenler müstesna, bildiği ile amel edenler de helâk olur ancak ihlâslı olanlar müstesna, ihlâslı olanlar da onu her an kaybetmek ile karşı karşıyadır.” Bunu insanlığın medarı iftiharı Peygamberimiz (asm) söylemişti.

İşte ihlâslı olanlar sahili selâmete ulaştı...

Âmi, okur yazarlığı dahi olmayan Bediüzzamanın ilk talebelerinden Adilcevazlı Kürt Bekir Ağa çerçicilik (seyyar satıcı) yaparken gördüğü her insana Risaleleri okutturmak ile Hüsrev, Refet, Konyalı Vehbi Efendi gibi bir çok insana Risaleleri tanıtmıştı.

“Âmi, ama âlimlerin işini gören“ diye vasıflandırmıştı Bediüzzaman Bekir Ağa’yı.

İşte o benlik bir çok insanları alâ-yi illiyyîne çıkardığı gibi, bir kısmını da yerin en alçaklarına düşürdü.

Bunun ismine “Meyl-üt tefavvuk” ta denildi.

Kendini üstte görme sevdalıları.

Alttakileri “çakıl taşları” görenler.

“Said toprak gibi mahviyet için de bulunmalıdır” diyen Bediüzzaman, bizlerin de öyle olmasını emrediyordu.

İşte o benlikler,

İşte o en’likler..

Aramanıza gerek yoktur, bu haller her alanda yaşanıyor ve kıyamete kadar yaşanacak…

Okunma Sayısı: 1831
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı