Onların yaşlarında olmayı çok isterdim.
Bir zamanlar biz de gençtik.
Hayat dolu idik.
Heyecanlı ve uzun emelli idik.
Üstadın çevresindeki talebelerine baktığımızda, genellikle gençlerden meydana geldiğini görürsünüz..
Tıpkı iki cihan serverinin (asm) çevresini saran ve “anam–babam sana feda olsun” diyen genç sahabiler gibi.
İşte, bu ülkenin gençleri…
Onlar büyük imtihanların içindeler.
Onların büyük açmazları,
Büyük tehlikeleri,
Büyük düşmanları var.
Onları gözlerimizle ve gönüllerimizle takip ediyoruz.
Benim de genç oğullarım,
Yetişkin torunlarım,
Küçük torunlarım var.
İşte, Ankara’da yapılan “genç Saidler” faaliyetine katılıyorum.
Onları seyrederken huzur duyuyorum.
Onların, Nurlu yolun yolcuları olmalarına çok, ama çok seviniyorum.
Bu ülkenin geleceğini onlar şekillendirecekler.
Tehlikeleri var” demiştik.
Evet tehlikeleri var.
İnsi ve cinni şeytanları var.
Bediüzzaman’ın genç talebelerinden Ceylan Çalışkan, gençlerin hayattaki tehlikelerinden bahsetmiş ve şöyle demiş:
“ Tahsil hayatından sonra, iş hayatından sonra, askerlikten sonra, evlilikten sonra, Nur Talebeleri bu imtihanları başarı ile geçirirlerse sonuna kadar Nur hizmetinin hadimlerinden olurlar inşallah.”
Gerçekten öyledir.
Elli yıla yakın Nur hizmetimdeki hayat hallerimde nice gençlerimizi bu tehlikelerden birine takıldığı zaman, dairemizle ilgilerinin ya sona erdiğini veya enerjilerinin azaldığını görmüşümdür.
Tahsil hayatı önemlidir.
Hizmetin gidişatını, heyecanını takip etmeyen gençleri kaybettik.
İş hayatındaki tutumları da öyledir.
Evlilikteki yanlış tercihler, boşanmaya veya ailevî huzursuzlara kadar uzanan tehlikelerin sayısız misalleri vardır.
Bunlar, Nurlar’ı dikkatle okumak,
Gazeteyi ve makalelerini iyi okumak,
Derslere devamlılığı aksatmamak,
Anne ve babasına ve çevresindeki akraba ve yakınlarına tutumları güzel olmak, genç Saidleri hayatta maddî ve manevî bahtiyar edecektir.
Ankara’da onları göreceğiz.
Bu şölen, sadece gençlerin şöleni değildir.
Yaşlıların,
Yetişkinlerin,
Çocukların,
Kızlarımızın,
Anne ve babaların şölenidir.
Kıytırık bahanelerin veya manasız mazeretlerin esiri olmayın.
Onları gördükçe, geleceğimizi göreceksiniz.
Bekliyoruz..
Buluşalım, kucaklaşalım inşallah...