Yeryüzü nice kahramanlara şahit oldu. Önce Peygamberler çekti bu çileyi.
İlk kahramanlar onlar idi.
Arkasından bir bir gelmeye başladı kahramanlar.
Hayatlarını hep hakir gördüler.
Şehitler, gaziler ve hakikat kahramanları… Bir hayat boyu idealleri için candan ve canandan geçen nicelerini gördük.
Bir anda ölüp şehit olmak kolaydır. Ama bir ömür boyu çile ve her kahra buyun eğip mücadele etmek gerçekten zordur. Hayat böyle bir alanın uygulandığı yerdir. Medine de bir gece vakti bir şaya duyuldu. Cesur atlılar hemen harekete geçerek olayı tahkiki için yola çıktılar.
Baktılar ki bir zat geliyor.
Ancak kendilerine yaklaşınca anladılar İki Cihan Serveri’ni (asm).
Haber verdi: “Bir şey yoktur.”
Herkesten önce gitmiş ve tahkik edip dönmüştü… Harbin en dehşetli anın da Sahabe-i Kiram (ra) O’nun (asm) ın arkasına sığınıyorlardı.
Ve, Mehmet Âkif Ersoy asırlar sonrasında şöyle haykırıyordu: “Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır. Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır.”
Faruk Nafiz Çamlıbel buna şunları ekledi: “Gövdeler,varsa gönüllerden alır cevherini, /Yürek olmassa bilekler çekemez hançerini, /Kahramansız yaşamak kahrına mahkûmdurlar, / Kaybeden zümreler Allahını, Peygamberini.”
Ve Napolyon şöyle seslenir: “Savaşırken ölenleri kahraman yapan, ölümleri değil, ölümlerinin sebepleridir”
Buna Cenap Şehabettin şunu ekledi: “Güç olan kahramanca ölmek değil, kahramanca yaşamaktır.”
Söz ile kahramanlık olmuyor.
Hayat ile bunu ispat etmek kahramanlıktır. Hakikat kahramanları ve dünyaya meydan okuyanlar.
Günümüzün kahramanlığı işte budur. Daima kendisini kusurlu bilmek, muhalifini tezyif etmemek, en civanmert kardeş olmak… Bunlar hayatta yaşanan şeylerdir.
Şöyle söylemişti Bediüzzaman: “Ben kendi elemlerime tahammül ettim, ama âlemi İslâm’a indirilen darbelerin en evvel kalbime indirildiğini hissettim.” Zaman işte böyle başkalaştı.
Ve, Zamanın Sultanını, şu sözü asrın simasına söyledi:
“Bu zaman İslâmiyet fedaisi olmak zamanıdır.” Her yiğit aynaya baktığı zaman kendisinin derecesini bir anda anlayabilir. Biz neyin ve kimin kahramanlarıyız?