"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Koruk Efe…

Raşit YÜCEL
06 Ocak 2019, Pazar
Bediüzzaman Hazretleri Barla’ya nefyedildiği yıllardı. Garip ve kimsesiz bir halde iken ona pervane olan nice Nur müştakları kol-kanat germişlerdi.

Onun aydınlattığı Nurlar ile çevresi dostları ve talebeleri ile pervane olmuşlardı.

Nice azılı katiller, nice zalim insanlar, hidayet nuruna kavuşmuşlardı.

İşte onlardan biri de Koruk Efe idi.

Koruk Efe Barla’ya bağlı Çobanisa Köyü’ndendir.

Eşkiyalıktan temin ettiği bir atı, Barla’lı birisine veresiye satar.

Aradan bir müddet geçtikten sonra sattığı atın parasını almak için Barla’ya gelir.

Gözüne Üstad Hazretleri ilişir ve yanındaki arkadaşına sorar:

“Bu zat kimdir?”

“Bu Şark taraflarından buraya nefyedilen bir âlim ve hocadır”

“Peki, yanında şark malı kasatura, antika silâah falan var mıdır acaba?”

“Bilmem, istersen git sor.”

Üstadın evine gider ve kapısını çalar.

Üstad kapıyı açar.

“Buyur kardeşim ?”

“Hocam sizin şarklı olduğunuzu duydum, sizde kasatura veya eski antika silâhınız varsa, ben antika meraklısıyım alayım.”

Üstad bu meraklı efeye bakıp şöyle der:

“Kardeşim bende o istediklerin yok, ama sana Ya Baki-entel Baki vereyim” der.

Cahil ve celâlli olan Koruk Efe bunun ne demek olduğunu anlayamaz.

“Bak bunun ne anlama geldiğini sana anlatayım; seni beni bütün âlemi yaratan Hâlikımızın dostluğunu vereyim” der.

Bunu duyan Koruk Efe olduğu yerde bayılıyor.

Daha önce böyle hitap ile karşılaşmayan Efe bir müddet sonra gözlerini açıyor, Üstad Hazretleri ona tavana astığı üzümlerden bir miktar veriyor ve elinden tutup kaldırıyor.

“Bak kardeşim, o verdiğin atıp parasını alma,” Ya Bâki, Entel Bâki diyerek köyüne git “ der.

Koruk Efe,”Bu hoca benim bu at meselesini nereden bildi?” diye hayıflanıyor ve çok duygulanıyor.

“Şu Barla’yı bir çıkayım köye kadar hıçkırarak ağlayacağım” diyerek sokaklardan köy yoluna koyulduğunda hıçkırarak ağlıyor ve hidayet Nuru âlemini canlandırmaya başlıyor.

Nurları okumaya ve yazmaya başlıyor.

Artık Koruk Efe eski alışkanlıklarını terk ediyor ve Nur Talebesi oluyor.

Aradan günler aylar geçiyor. Ailesinde ve köyünde huzur ve refah esintileri başlıyor.

Daha sonra Nurlara hizmetinden dolayı, jandarmalar köyüne geliyor, Koruk Efeyi mahkemeye sevk ediyor.

Daha önce at hırsızlığı ve çeşitli suçlarda sık sık mahkemeye çıkan Koruk Efe bu defa Nurculuk suçundan mahkeme önündedir.

Koruk Efe hâkimden söz alıyor ve:

“Hâkim Bey, yıllarca sizin huzurunuza çeşitli suçlardan dolayı getirildim. Daha sonra Allah karşıma Üstadı çıkardı.

Tövbe ettim, yola girdim, şimdi de bu suçtan Mahkeme oluyorum, ben bu hallere şaştım. Siz karar verin, ben hangi yola gideyim?”

Hâkim bu anlamlı soru karşısında düşünüyor ve:

“Götürün bu zatı, bir daha karşıma getirmeyin” diyor.

Bu meyanda, ülkenin muhtelif yerlerinde buna benzer hidayet olayları yaşanmıştır.

Nice azılı katiller, nice ırz düşmanları Nurlar sayesinde hidayete ermişlerdir.

Sav nahiyesi bin kalemle Nurları neşretmişlerdir.

O artık insanları canından bezdiren ”Koruk Efe” değil, Nur Talebesi olmuştur.

Okunma Sayısı: 2159
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı