Hem de bütün halkın gözleri önünde.

Bazıları şöyle diyebilir: 

“Sen ne karışıyorsun?” 

“Oynayan razı, oynatan razı.” 

Mesele o kadar basit değil. 

Bu, yaşadığımız zamanın garip bir hastalığıdır. 

Bu oyunu oynayanların büyük ekseriyeti Müslümandır. 

Belki de beş vakit namaz kılan insanlardır. 

Maalesef bu bir gerçektir. 

Büyük günah olarak kabul edilen faizin nerede ise bütün halkımızın kanına ve midesine giren afetini hep beraber yaşıyoruz. 

Bunu, bankaları ve faizsiz iş yapan finans kurumlarını görsek rahatlıkla anlarız. 

Faizsiz Finans kurumlarına nerede ise sırasız işlem yaptırmak mümkün iken, diğer bankalarda sıra fişi aldıktan sonra uzun süre beklemek zorunda kalıyorsunuız. 

Yıllarca bu kumar milletin gözü önünde oynatılıyor. 

Adına da “millî piyango” demişler. 

Bunun yanında sayısal loto ve diğer şans oyunlarını da katarsanız, meselenin ne kadar feci olduğunu görürsünüz. 

İşin temeli yine “Tahkiki imana“ dayanıyor. 

Bediüzzaman Hazretleri’ni asrın başlarında: 

“Ben iman üzerine mesaimi taksim etmiş bulunuyorum” sözü ne kadar önemlidir. 

Bu gün, milletimizin en önemli ihtiyacı budur. 

Terörde yankesiciliğe, yolsuzluktan hırsızlığa kadar sergilenen olumsuzluklar iman zaafından kaynaklanıyor. 

“Milliyetimiz bir vücuttur, ruhu İslâmiyet, aklı Kur’ân ve imandır” diyen Bediüzzaman, meselenin mihenk noktasına parmak basmaktadır. 

Devlet bir an önce bu illeti ortadan kaldırmalıdır. 

Halkımız da aklını başına almalıdır. 

Bu kurumların ekmeğine yağ sürmemek için bu biletleri boykot etmelidir. 

O zaman bu kurumların bir ayda kapısına kilit vururlar. 

Merhum Zübeyir Gündüzalp’e bir seveni radyonun menfi yayınlarını şikâyet etmiş. 

O da şöyle bir önemli cevapla mukabele de bulunmuş: 

“Kardeşim, pis kokulu bir şişenin kapağını açarsan kokudan şikâyet etmeye hakkın yoktur. Onun için radyonun düğmesini açtığın zaman aynı duruma düşmüş olursun.”