"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Matbuat lisanı ile”

Raşit YÜCEL
18 Temmuz 2018, Çarşamba
Hayatımızda neşriyatın ne kadar önemli olduğunu yaşayarak görüyoruz. Bediüzzaman Hazretleri, bu meseleyi asrın başlarında keşfetmişti.

“Millet irşad edilmelidir” derken, bunun hangi materyaller ile yapılacağını biliyordu.

“Milletin kalp hastalığı zaafı diyanettir” derken de, çarelerinin ne olduğunu biliiyordu.

Asrın başlarında Said Nursî bir hatipti.

Bazen Paşalara,

Bazen de sultanlara söylemeleri neşriyat yolu ile olmuştur.

Ankara’ya geldiği zaman, Tabiat Risalesi’ni,

Meclisteki lâkaytlıkların sebeplerini de yayınladığı on maddelik şahane beyanname ile dile getirmesi de neşriyatın önemini gösteriyor.

Çok az okuyan bir milletiz.

Bir çok Dünya ülkelerinin çok çok gerisindeyiz.

İşte Bediüzzaman Hazretleri hayatı boyunca buna önem vermiştir.

Dinî neşriyatın yasaklandığı bir dönem de altı yüz bin nüsha, el ile yazılan Risalelerini etrafa neşretmesi, harika bir olaydır.

Kendisi bizzat neşrettiği eserleri defalarca okumuş, bu Risaleleri yazanlara da okutmuştur.

Bir gün Barlalı bir talebesi:

“hocifendi bize bunları yazdırıp duri, bunları kimler okuyacak?” diye içinden söylerken, Bediüzzaman o talebesine dönerek:

“Keçeli gün gelecek bu eserleri bütün dünya okuyacak” diyerek cevap vermiştir.

İşte şimdi, bu eserleri Dünya okuyor.

Osmanlı’nın son dönemlerinde gazetelerde muharrirlik yaptığı tarihî belgeler ile sabittir.

Bediüzzaman her döneminde eserler neşretmiştir.

Ruslar ile savaştığı ve gönüllü alay komutanı olduğu zaman at üstünde tefsir neşretmiştir.

Mecburî ikamete tabi tutulduğu zamanlarda hem eser neşretmiş, hem de talebelerine lâhikalar göndermiştir.

Mahkemelerde bir profesyonel avukat gibi müdafaalar yapmıştır.

Hapse atıldığında eserler neşretmiştir.

Günümüzde neşriyatını Nur Talebeleri yapmaktadır.

Şu ana kadar, almış yıl içinde binlerce eserlere imza attık.

Bu “matbuat lisanı ile ders vermek zamanı geldi veya gelecek zannederim” müjdesinin bir tezahürüdür.

Özellikle Yeni Asya çok güzel baskılı Risale ve onun anlaşılması için eserler neşrediyor.

Bunların insanlarımıza ulaşması lâzım..

Peki, neler yapılabilir?

Önce kendimiz bu eserlere sahip olmalıyız.

Hastamız varsa onlara Hastalar Risalesi,

Düğünümüz varsa takılardan ziyade gelin ve damadı eser sahibi yapmak lâzımdır.

Taziyeye gideceksek, onlara Taziye Risalesi hediye edebiliriz.

Düğünümüzde şeker ve sigara yerine küçük risaleleri hediye olarak verebiliriz.

Ev görmeye giderken bir takım Risale hediye edebiliriz.

Bir idareciyi ziyaretimizde gül yerine Risale veya yayınlarımızdan hediye edebiliriz.

Elinizin altında veya otomobilinizde mutlaka hazır eserleriniz olmalı.

Nur Talebeleri bunları yapıyor yıllardır.

Bu, hem neşriyatımızın ayakta kalmasına vesile olur,

Hem de istifade eden insanların kendisi faydalanır.

Kitap en önemli hazinedir.

Hem kalıcı bir değerdir.

Özellikle bu yaz günlerinde daha da önem kazanmaktadır.

“OKU” hitabı İlâhî bir emirdir.

Kıytırık şeyler okumaktan ziyade, faydalı şeylerin okunmasıdır.

Unutmayın eserler baki kalır.

Okunma Sayısı: 6102
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı