O gece Ankara’da kar ile karışık yağan Rahmetin ardından, gök kubbenin altında, Hacı Bayram Camiinde sabah namazını kılmak için orada idik.
O gün Ankara ya teşrif eden muhabbet fedailerinin simaları ile ilk defa orada karşılaştık...
Camiye girmeden önce gönüller sultanı Hacı Bayramı Veli Hazretleri’nin manevi huzurunda Fatihalar okuduk. Sabah namazının öncesinde Kur’anın kalbi olan Yasin Suresini huzur ve huşu içinde dinledik.
Mehtap yani yeni uyanıyordu…
Yağışlı ve haşin havanın yerini güneşli ve güzel bir hava almış, Ankara gelenlerini selamlıyordu. Ankara kalesinden göklere selam bayrağın ihtişamında Üstad’ın hayali ile hemhâl olduk. Uzun yıllar nur mektebi irfanına hizmet veren ve 27 ile anılan kıdemli dershanesinin önünde yüzlerce hatıralarımız canlandı. Ulusta ilk meclis önünden geçerken, bu milletin yeniden hayat bulduğu istiklalinin çırağı yakılırken, bir taraftan da ihanet tezgahlarının projelendirildi zamanlara gittik hayalen..
Ve Kocatepe camiindeyiz…
Demokratların Ankara’nın kalbine yerleştirdikleri ve uzun zaman inşası devam eden Kocatepe camii. Anadolu’nun dört bir yanından gelen Anadolu fedailerini gördük.
Gençlisinden ihtiyarına, kundaktakinden kucaktaki yavruları ile gelen bacılarımıza, muhabbet fedaileri oradaydı, on dört yıl mahrum bıraktıkları bir hasretin sonun da…
Neden oldu, nasıl oldu?
Kimin tavuğuna kış dedik?
Şu nurani insanlardan ne zarar gördünüz?
Anadolu orada idi… Kalabalık gittikçe artıyordu. Yıllardır biri birine hasret kalan insanlar. Tarifsiz bir manzara vardı…
Bursa’dan dokuz otobüs ile gittiştik Ankara’ya. Diğer illerden, ilçelerden, köylerden gelen bahtiyar insanlarla Kocatepe dolmuştu. Cami doldu, dış mekanlara taştı…
Okunan risaleler, yanık nağmeler ile dinlenilen Kur’an ayetleri, güzel sesle okunan mevlid, yapılan dua ve niyazlar…
Sevinç gözyaşları,muhabbet halkaları…
Emeği geçen bütün gayret sahiplerini tebrik ediyoruz.
Gelecek yıllarda da bu nurlu buluşmaların devam etmesini diliyoruz.
Kıyamete kadar inşallah…