Kuvvet sadece madde ile ölçülmedi.
Paranın, malın, şöhretin bir işe yaramadığı zamanlar yaşandı, yaşanıyor ve yaşanacak.
İşte sabır, büyük bir kuvvettir.
Sabrın neticesi zaferdir.
Günahlara karşı sabır, musîbetlere karşı sabır.
İbadetlerde sabır.
Hastalıklara karşı sabır.
Dayanılmaz hayat şartlarına karşı sabır.
Sayamayacağımız kadar sabır örnekleri vardır...
Burada sabrın yaşanmış bir olayını, merhum Hilmi Doğan Ağabey’in oğlu, diş doktoru Ragıp Bey’den dinlemiştim.
Özeti şöyledir:
“Anadolu’nun bir ilinin bir köyün de eski zaman da, Eyüp Efendi ev yapmak için kerpiç dökmeğe niyetlenmiş.
Çoluk-çocuk, komşu akraba, köy ahalisinden katılımlarla beraber kerpiç dökümünü bitirmişler.
Yorgunluktan bitap düşen Eyüp Efendi ve aile efradı erkence yatmışlar.
Sabah kalkmışlar ki şiddetli yağan yağmur ile, dökülen kerpiçlerin çamur haline geldiğini görmüşler.
Üzülmüşler…
Ve Eyüp Efendi ekibi tekrar toplamış, heder olan çamurunu tekrar dökerek kerpiç haline getirmişler.
Tabi yine yorgun argın yatmışlar.
Bu defa dolu ile karışık şiddetle yağan yağmur kerpiçleri öncesinden daha beter hale getirmiş.
Eyüp Efendi sabırlı insanmış.
Eyüp Aleyhisselâmın mesleğini kendine rehber etmiş.
Üçüncü defa tekrar toplanmışlar.
Tabi o yıllarda meteorolojik haberler yok.
Başlamışlar kerpiç dökmeğe.
“Ya Allah, Bismillah..”
Üçüncü defada gece yağan yağmur Eyüp Efendi’yi derinden üzmüş.
Kerpiçler yine çamur halini almış.
Yaşlı gözlerle Rabbimize el açıp yalvarmış Eyüp efendi:
“Ya Rabbi !
“Ben Yozgatlı Eyübüm, benim sabrım kalmadı” demiş.
Sabır böyle bir kudrettir.
Ama bu asırda oldukça pahalılaşmıştır.