Kudsi bir mâna Allah’ın ihsan, ikram ve tahsis ettiği mübarek günler. Allah’ın istediği tarz ve şekillerde; O’nun emir ve yasaklarının arasında; ifrat ve tefrite gitmeden sevinmek ve memnuniyetini bildirmek.
Her sene on gün önce gelmeleriyle Allah’ın senenin bütün günlerini de kudsi bir mahiyete soktuğunu anlamak. İzzet-i ikramların devamı için Rabbimizin kapısında daha fazla yalvarmayı, istemeyi ve kullukta bulunarak, ibadet ederek; nimetlerin devamını sağlayabilmek.
Eşref-i mahlukat olduğumuzu ama acz, fakr ile yoğrulduğumuzu bilmek.
Noksanlıklarımızın, eksikliklerimizin bilinmesi ve ikram edici, ihsan edici, bayram ettirici, sevindirici olan Rabbimizin varlığından bayram günleri münasebetiyle haberdar olabilmek.
Cenab-ı Erhamürrahiminin şefkatinden, merhametinden, nazenine bizi beslemesinden; Rezzak-ı Hakiminin varlığından haberdar olmabilmek.
O’nun sevgisiyle içimizi, O’nun izzet-i ikramıyla dışımızı ve O’nun merhamet ve acımasıyla herşeyimizi süsleyebilmek ve bayramlara girebilmek ve yaşayabilmek.
İhtiyar ve iktidarımız haricinde… Bizler bilsek de bilmesek de O’nun arzusu ve isteği olmadan… O’nun kudret ve kuvveti taallûk etmeden; bayramlar dahil hiçbir izzet-i ikramın olamayacağını idrak edebilmek.
Bayram böylesine geniş ve manalı ifadelerinin açılımlarından dolayı O’nu bin ihlasla, tekbirlerle, salavatlarla ve dualarla karşılayabilmek ve buna muvaffak olabilmek.
Aşırıya gitmemek… Sevgimi; sevmeyi ve sevilmeyi arızaya uğratacak ihlaller yapmamak. Sefahate uzanan sürurlara müsaade etmemek. Bayramları Allah’ın ikram ve ihsanı günleri olarak değerlendirmek ve zayi edilmeyecek günler olarak bilinerek geçirilmesi gerektiğini idrak ederek geçirebilmek.
Allah için dini litaratürlerle, gaflete düşmeden ve Allah’a olan ubudiyetimizi yükselterek bir bayramı aklımıza getirebilmek…