"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bursa-Van hattı ve Bediüzzaman Mevlidi - 9 -

Rifat OKYAY
08 Eylül 2017, Cuma
Bizler dersanemizde kısa bir sohbetten sonra istirahate çekildik…

Maşallah Ahmet Yaprak Ağabey saat 07.30 gibi dersanedeydi ve mükemmel bir Van kahvaltısı hazırlığında… Burada Vanlı, ama Avusturya cemaatinden Yeni Asya Gazetesi köşe yazarı kadim dostlarımızdan Mikail Yaprak Ağabey de, Halil Öngel Ağabeyle birlikte sofraya hizmet ediyorlardı… Mikail Bey’le tarih derelerinden 1975-1977 tarihleri arasında Bursa’dan ve Nur hizmetlerinden derin sohbetlere başlamıştık. O tarihlerde birlikte dersanede kaldığımız Selahattin Yeşilyurt’u, Mehmet Arı Ağabeyin oğlunu rahmetle anarken, Dr. Nevzat Tarhan’ı, Üsteğmen Cevdet kardeşimizi de o zamanki samimî ve faydalı sohbetleriyle hatırladık, andık. Allah hepsinden razı olsun…

Kahvaltıdan sonra Mustafa Şahin Ağabeyin kaptanlığı ve rehberliğinde Van Nur menzillerini ziyarete başladık…

Barla’daki Çam Dağı gibi Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatında önemli bir yer tutan Van Erek Dağı’na çıkmak üzere dağın eteklerine geldiğimiz zaman Mustafa Şahin Ağabey kilise kalıntılarını göstererek eskiden buralarda Ermeni köylerinin olduğunu ve ayrıca Erek Dağı vadisinin tamamen ormanlık ve yeşillik, bağ ve bahçelerle kaplı olduğunu söyledi…

Erek Dağı’nın ikiye ayrıldığı vadinin ortasında kaynak olarak Cenâb-ı Hakk’ın ikram ettiği “Zernebat” suyunun başına geldik ve kana kana içtik… Zernebat suya altın gibi su anlamındadır… Üstad Hazretleri de bu suyu çok seviyor ve dağın ortalarında kaldığı menzilinden bu suyu getirterek içermiş… Molla Hamit (Ekinci) Ağabeyin oğlu Hasan Ekinci’den dinlediğimiz Erek Dağı’yla alâkalı birkaç hatırasını aktaralım… 

Erek Dağı’nda bir yaz mevsimi boyuncu kalmıştık. Burada Üstad Hazretleri’nin hayvanlara olan şefkat ve sevgisinden bir iki misal anlatmak isterim. Dağlarda bol miktarda yaban elmasına rastlamaktaydık. Biz de bu elmalardan koparıp yemek istediğimiz zaman Üstad mani olurdu. “Bizim hissemiz bağlarda ve bahçelerdedir. Bizim rızkımızı Cenâb-ı Hak oralarda tayin etmiştir. Bu yabanî meyveler, yabanî hayvanların rızkıdır. Onların kısmetine dokunmamamız lâzım” derdi. Yine Erek Dağı’nda hayvan kestiğimiz zaman, hayvanın işkembe, ciğer ve bağırsak gibi sakatatlarını burada bırakmamızı ister, bunların hayvanların yiyecekleri olduğunu söylerdi.        

Okunma Sayısı: 1239
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı