Millî eğitimin müfredatlarında yer aldığı şekliyle mazi kıt’asında Rumların, Romalıların, Yunanilerin ve Germenlerin tarihlerini okuyanlar; ideolojik propagandaların ilk ayağı olan Tommiks, Teksaslarla, Amerika tarihini okuyanlar hemen hemen aynı nesildir… Bu nesil şimdilerde ne mi yapıyor dersiniz? … Kendi kadim tarihlerini yazmaya, okutmaya ve seyrettirmeye çalışıyorlar…
Tarihler genelde yaşanarak yazıldığı için sonradan yazılan tarihler ise hayali, ısmarlama ve kurgulamayla ortaya çıkıyor… Rumların ve Tommiks, Teksas maceralarının en ince ayrıntılarını okuyarak ve öğrenerek kendi tarihlerini yazmaya kalkanların isabetli ve doğru tarihi yazabilmeleri oranı acaba ne kadardır…
Yapılan filmlere baktığımız zaman isteklerin, arzuların ve hayalatın karıştığı, kıyafetten tâ silâhlara, kullanılan malzemelere ve hakikat-ı halde vukuû bulmayan olaylara kadar her şey tarihi film olarak kurgulanarak çevriliyor, oynanıyor ve seyrettiriliyor… Tarihî olaylar içerisinde yer alan millet unsurunun ve ırkların sergilenmesi ise başka bir içler acısı durumdur…
Dinî motif ve kavram şemsiyeleri altında ve İslâmî kisve içerisinde yabanî, ırkî ve dünyevî gaye ve hedefleri işleyerek yalan dolan ağırlıklı, yakıştırma, beylik bir tarihi tarih budur iddiası ile yaparak gerçek tarihî olayları yaralamak ve sulandırmaktır.
Yapılan yanlışlığın başı ise tarihî hadiselere getirilen yorumlardır… Hiç alâkasız hakikatleri, yorumlayarak tarihî birer hakikatmiş gibi göstermek çabası ise tarihin kafasını, gözünü, yüzünü, ilmini ve filmini yarmakta, yaralamakta ve berbat etmektedir…
Lütfen gerçek tarihimizi okuyalım… Okutturalım ve boyalanarak yutturulmaya çalışılan hiçbir çakma tarihe taviz ve geçit vermeyelim…