"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuğa neden zevkle hizmet edilir?

Rifat OKYAY
20 Şubat 2019, Çarşamba 00:14
Ebeveyn, aile büyükleri, terbiyenin bütün âmilleri çocuklara karşı şefkat ve merhametlerinde çok aşırıya gitmemelidirler.

İfratkârane ve yerli yersiz çocuğa şefkat ve merhamet göstermekten marazlar doğar. Çocuğun ve ailenin daha ileri yaşlarda telafi edemeyecekleri manevi hastalıklar ve maddi nakisiyetlere sebep olunur.

Çocuğa dinini öğretme çabası, gayreti, isteği yerine; tamamen dünyevî gayeler, hedefler ve kazanımlar esas alınırsa neticesi hem çocuk, hem de aile ve millet adına vahim olur, istenmeyen neticelere ulaşır.

Çocuğa merhamet ve şefkat Allah’ın bir emaneti ve ahiretin de tatlı sevimli bir meyvesi olması noktasından çok önemlidir. Ve bu şefkat ve merhamet, sahiplenmeden Cenab-ı Hak anneye ve babaya hadsiz derecede zevkli bir lezzet ihsan ve ikram eder. Bu konuda Bediüzzaman Said Nursî’ye kulak verirsek: 

“Meselâ, hürmete lâyık zâtlara hürmet ve merhamete lâyık olanlara merhamet ve hizmet bir hasenedir, bir iyiliktir. Bu iyilik de sevâb-ı uhreviyi ihsas eder derecede öyle bir zevk, lezzet vardır ki, hayatını feda etmek derecesine o hürmeti, o merhameti ileri getirir. Valide’nin çocuğa merhametindeki şefkat vasıtasıyla kazandığı zek ve mükâfat için hayatını o merhamet yolunda fedâ etmek dereceye gider. Yavrusunu kurtarmak için ite saldıran bir tavuk bir tavuk, hayvanat milletinde bu hakikate bir misaldir. Demek, merhamet ve hürmette, muaccel bir mükâfat var; âlihimmet, âlicenap insanlar onları hisseder ki, kahramanâne bir vaziyet alıyorlar…”

Cenab-ı Allah’ın merhamet ve şefkatiyle, masum ve mazlum çocukların idare edilmesi ve ihtimamla özenle bakılmaları, çocuklarımıza, Allah katındaki verilmiş özel ikram, ihsan ve hediyelerdir adeta.

Çocuklarımıza Allah’ın emir ve yasaklarını öğretirken Allah’ın şefkat ve merhametinden daha ileri bir şekilde acıma ve sevme duygularımızı  ileri sürersek aksiyle tokadını yeriz.

Bebeklikten itibaren oyunu, oyuncağı ve kendimizi sevdirmek, benimsetmek istediğimiz kadar çocuğumuza yaratıcımız olan Allah’ı, Peygamberi, Kur’ân’ı ve dinini tanıttırmaya, sevdirmeye ve benimsetmeye çalışmalıyız. Bu konuda eğitim-öğretim metodlarını öğrenebilmeliyiz. Terbiyenin her yaş için gerekli bilgilerinin olduğu şubelere, kısımlara ve yollara girebilmeliyiz.

Bütün bunları yaparken ve yapmadan önce de ilk evvela bebeğimizin, çocuğumuzun dini duygularını uyarmalı, ayaklandırmalı ve merakle uyandırmamalıyız.

Bizlerin çocuklara karşı göstereceğimiz şefkat, merhamet ve kucaklamayı, sevgiyi, çocuklarımızın fıtri safiyetleri, masumiyetleri ve mazlumlukları karşılayacaktır. Bu noktadan baktığımızda çocuk terbiyesindeki kavl-i leyyin ve tatli sözün, iyiliğin, güzelliğin ve sahiplenmenin yerini hiçbir eğitim öğretim metodundaki kurallar, prensipler ve kaideler alamaz, almamalıdır da!..

Okunma Sayısı: 1279
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı