"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyevî gözle bakmak

Rifat OKYAY
16 Kasım 2018, Cuma
Çocuğa vermek istediğim her bilgi veya verebileceğimiz her terbiye muhakkak, hem uhrevî, hem de dünyevî olabilmelidir.

Eğer ilk önce ve ağırlıklı olarak terbiyede ve öğretimde dünyayı, dünya metaını, dünya menfaatlerini, dünya kazançlarını, dünya zevk ve lezzetlerini, dünya dost ve arkadaşlıklarını ve dahi topyekûn yalnızca dünyaya ait bilgileri, malûmatları verir veya vermeye çalışırsak; uhrevî, ahirete bakan, ebedî bir hayat ve ebedî bir âlemin, mekânın bilgilerini, malûmatlarını vermek, verebilmek fevkalâde zor olur veya hiçbir zaman verilemez.

Dünyevî bir gözle eğitim verilirken çocuğumuzun bu dünyada Cenâb-ı Hakk’ın kendisine ve bütün yaratılmışlara verdiği, ikram ve ihsan ettiği nimetlerin çokluğunu fark ettirmemek çocuğa yapılacak eksik, hatalı ve yanlış terbiyenin en büyüğünü uygulamış oluruz!... Çocuk Allah’ın verdiği nimetlerin ve Allah’ın varlığından sadece dünyevî bir gözle değil uhrevî, ebedî âleme bakan bir gözle de farkında olabilmelidir. Bu farkındalığın olabilmesi ise, ancak anne-baba, öğretmen ve yakın akrabanın el birliğiyle çocuğa bu konularda bilgi aktarımlarıyla mümkün olabilir. 

Dünyevî bir eğitimin paralelinde dinî terbiyeyi de alabilen bir çocuk; kendisine verilen, ikram edilen, ihsan edilen herşeyin kıymetini bilir ve körükörüne değil de; emanetçi olduğunu bilerek sahiplenir. Başkalarının malına göz dikmez. Hem ahiret hem de dünya adına sahiplenmeyi hak, hukuk ve adalet duyguları içerisinde gerçekleştirir. Hem kendisi huzurlu ve rahat bir hayatı öğrenmiş olur, hem de başkalarının rahat edebileceği şekilde dünyayı ve ahireti de, maddî manevî anlamış ve kavramış olur.

Çocuğun bir başkasına iyilik yapmayı öğrenmesi veya başkalarının iyiliklerini kabul etmesi ve her iki halde de iyilikleri unutmaması dünyevî bir göz ve terbiye ile değil; illa ki ve muhakkak bir surette uhrevî, ahirete bakan ve bakî, ebedî bir âlemdeki hayattan haber veren ve öğreten bir göz ve terbiye ile mümkündür.

Çocuk bu dünyadaki sahip olduğu ve olacağı maddî ve manevî nimetleri mutlaka çok iyi bilmelidir ki, dünyevî ve uhrevî bir ayrıştırmayı kafasında, zihninde, aklında da yaparak ne kadar Allah için, ne kadar dünya için hareket etmesi gerektiğini de kavrasın, anlasın ve bu minval/yön ve yardım içerisinde hayatın yalçın kayalıkları arasında selâmetle ve başarılı bir şekilde yürüyebilsin ve yaşayabilsin.

Çocuk elinde bulunan, benim dediği ve sahibiyim diye vasıflandırdığı her şeyi paylaşabilmeyi ve bundan başkalarının da faydalanabilmesini arzu edip, isteyebildiği ölçüde dünyevîleşmeden dünyayı ve ahireti ayıracak bilgilere ve malûmatlara ulaşmış, kavuşmuş ve öğrenmiş demektir.

Demek ki çocuklarımıza yalnız dünyevî bir terbiye vermek yerine; dünyaya dünya kadar, ahirete de ahiret kadar bir eğitim/terbiye vermek niyet, kanaat ve çalışması, gayreti içerisinde olabilmeliyiz.

Okunma Sayısı: 1317
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı