Toplum psikolojisi diyorlar, ama inanmak zor. Halkımızın kültür seviyesi artık cehalet veya bilgi terazilerinde de tartılamayacak ve bir değer ölçüsü verilemeyecek kadar dibe vurmuş!.
TV’lerin yetiştirdiği, eğittiği, hatta yönlendirdiği, değer ölçüsü ve varlığı-yokluğu tartışılan bir toplum olmuş. TV’ler her istediklerini vererek kendilerine göre insan katmanları, toplum fertleri oluşturur olmuş.
El üstünde tutulanlar ve daima özendirilerek, reklâm edilerek halka lanse edilenler; başta bilgisizlik sonra dinsizlik ve densizlik… Tembellik, ilkesizlik, liyakatsizlikle her türlü konuda kasdi ve plânlı bir cehalet bilgilendirmeleri ise sıradaki öğretilenler ve eğitim konuları.
Omurgasızlık ve bilgi yoksulluğunun bile halkın arasında bir değerlendirilmesi yapılıp bir kararı ve bir adı olduğu halde; tetikçi ve hoyrat özel eğitimli kaypak görgüsüzler kendilerine yapmaları lâzım gelen ne söylenmişse milletin ve inançların yok olması için; maalesef başta TV’ler olmak üzere her türlü sesli, görüntülü iletişim araçlarıyla ellerinden gelen ne varsa insafsızca ve merhametsizce âdeta kusarak yapıyorlar, gerekenleri yerine getiriyorlar.
Dinsiz, inançsız, bilgisiz, cahil ve omurgasız bir toplumun fertleri sadece kendilerini mahvetmekle kalmıyorlar, hem dünyalarını hem de ahiretlerini mahvederler. Bu halleriyle de toplumu, milleti perişan ederler.
Önce kendilerinin yok olacağı ve hiç sayılacağı bir toplum hayatı için TV’lerin içine düşenler ve TV’lerin yayınları ve propagandalarıyla yetişenler; hem fertlerin, hem ailelerin, hem de milletin ipini çekiyorlar. Bir idam-ı ebediye kendi elleri ile zemin izhar ediyorlar, hazırlıyorlar.
Bu zamanda bu çaresiz gibi görünen bu musîbetin, bu belânın, taunun îlâcı; ancak ve ancak TV’lerden ve dinden uzaklaştıran her şeyden uzak durmakla olur.
En yakın ve iç içe olunacak hakikat ise imanı kuvvetleştirmek ve dinin hakikatlerini bizatihi yaşamakla olur.