"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hademe olarak yer alabilmek

Rifat OKYAY
03 Haziran 2018, Pazar
Risale-i Nur hizmetlerinde en ehemmiyetli bir ayrıntı ve çok önemli bir husus Cenâb-ı Hakk’ın keremine, ihsanına, lütfuna mazhariyetle birlikte; kudsî ve nurlu Hizmet-i Kur’âniye ve imaniye kimsenin şahsına yalnız başına; omuzlarına yüklenmemiş, bırakılmamış ve tevdi edilmemiştir.

Şahsî kemalat ve menfaatlerden yüzbinler derece daha kıymetli ve ehemmiyetli taksim’ül mesai düsturuna ve kaidesine dahil olmamız ve iştirak etmemizdir. Bu kudsî Kur’ân, iman ve İslâmiyet hizmeti için gayet derecede ehemmiyetli olmasının sebebi şahsî omuzlardaki hizmeti asgarî derecede azaltmakla birlikte; yüz binler misli sevap ve menfaatlere de medar ve sebep olmasıdır.  Ameller paylaşıldıkça külliyet kesbederek hem şahs-ı manevinin tecellisine hem de kudsî ve umumî menfaatlerin her bir şahısta tecellisine mazhar olunmaktadır.

Böyle kudsî bir hizmette böyle güzel, menfaatli bir taksim’ül amel dayanışması; kâinattaki herşeyin kudsî mahiyetini arkamıza alacak şekilde muazzam bir faydayı netice verecek; muhteşem bir tesanüdü, birliği ve beraberliği netice vermektedir. Asrın bediisi, Bediüzzaman Said Nursî bu manayı şu veciz ifadelerle anlatmaktadır: “Cenâb-ı Hakk’ın ihsan ve keremiyle sizlerle gayet kudsî ve gayet ehemmiyetli ve gayet kıymettar ve her ehl-i imana menfaatli bir hizmette taksim’ül mesai kaidesiyle iştirak etmişiz. Tesanüdümüzden hasıl olan bir şahs-ı manevinin fevkalâde ehemmiyet ve kıymeti ve üstadlığı ve irşadı bize kâfidir…”   

Şu kaidenin en önemli bir hizmeti ve medarı ise; şahsiyete, benlik ve enaniyete yol vermemesidir. Malûmat ve bilgi yanında üstadlığı ve mürşidliği de kişilerin zayıf omuzlarından; cemaatin birbirine dayanmış kuvvetli omuzlarına havale etmesi ve ifade etmesidir.

Herşeyin üzerinde ve herşeyden önemli olan bu kudsî Kur’ân, iman ve İslâmiyet hizmeti için bizler her zaman şahs-ı maneviyi üstün görmeli ve içerisinde ihlâsla yer alabilmeliyiz. Şahsî, zayıf, noksan, güçsüz ve yetersiz kişilere endeksli iman hizmeti nerede? Her şeyiyle güçlü, manevî, kudsî hususiyetlere sahip ve adeta bütün hizmet edenlere çadır hükmündeki şahs-ı manevî nerede?

Bizlere düşen vazife şahs-ı manevinin kuvvetine inanmak ve bu şahs-ı manevinin içerisinde bir HADEME olarak yer alabilmektir.

Okunma Sayısı: 2456
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı