"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Hayat ve kader’den çocuk ne anlar?

Rifat OKYAY
08 Şubat 2019, Cuma 00:03
Hayat insanın kendisine ait bir mülk değildir.

Ancak ikram ve ihsan edilmiş bir emanettir. Rotası ise Allah’ın çizdiği, yazdığı ve takdir buyurduğu kaderdir. Hayat tesis etmek ve ibda, inşaa etmek elimizde değildir. Allah’ın izin ve iradesi ile cüz’î iradenin kullanımı esas alınarak yine Allah’ın yasaklarına veya emirlerine yapılacak yönlendirmelerle hayatımızda istediklerimize veya istemediklerimize kavuşabilmenin çizgisi olan kader insan hayatının mebdei, menşei ve çekirdeği, meyvesidir…

İşte çocuklarımız bu çekirdek ve meyve arasındaki çok kısa-çok uzun yolun anne karnı ve on iki yaş arasındaki hayatı yaşayan varlıklarımız ve Allah’ın bir lütfu ve ihsanıdır.

Kader, çocuklara muhakkak öğretilmeli ve kendisini tanımasında en birinci yol olan kader-kaza çizgisinin gerçekleriyle tanıştırılmalıdır.

Çocuklarımızdan “Benim kaderim bu…”, “Benim kaderim değişmez…”, “Allah’ın yazdığı kaderi mi değiştireceğiz…” vb. sualleri duymadan; bunların ince ve derin manalarını izah ve ispat eden imanî, Kur’ânî, İslâmî, ahlâkî ve örfî bilgileri, malûmatları eğitim ve öğretim yoluyla kendilerine öğretmeliyiz, eğitimini verebilmeliyiz.

Eğer kader ve kaderin çizgisini bizler çocuklarımıza baştan öğretemez, izah edemezsek; daha çocuklarımızdan sualler gelmeden onları kader-kaza konularının yanlış anlatım, anlayış ve izahlarına teslim etmiş oluruz.

Hayatı kader çizgisinde; bir yardımlaşma ve inayet-i İlâhiyenin tecellileriyle izah ve ispatlarıyla öğretemezsek, felsefenin, dalâletin ve ehl-i küfrün kokuşmuş ve küfre giden, isyanı, itaatsizliği isteyen ve anlatan ve ispat etmeye çalışan fikirlerinin kucağına çocuklarımızı ateşe atar gibi atmış oluruz.

Kader konusunun en birinci izah edici ve kuvvetli anlatıcısı ise imanî bilgilerin, tam olarak öğretilmesidir. Çocukların kafasında önce tevhide dair, nübüvvete dair, haşre dair, adalete dair her türlü bilginin, malûmatın çocuk yaşının seviyesinde ve anlayışında izah ve ispat edilmeli, anlatılması yoluna gidilmelidir.

Bediüzzaman’ın tevhid, haşir ve adalet konuları hakkındaki Asâ-yı Musa adlı eserindeki meseleler muhakkak bir surette çocuklarımızı büyük bir muhatap olarak alınarak kendilerine okumalı, açıklamalı bir şekilde izahları yapılarak anlatılmalıdır.

Kader de, haşir de, adalet de bu çocuktur dediğimiz çocuklarımızın en iyi anlayıp en rahat kavrayabilecekleri birer konudur. Öğrenme ve eğitim zamanı ise çocuk yaşıdır.

Okunma Sayısı: 2393
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı