Kast-ı mahsusla, özel bir niyet ile okunmaz ve istenilmez, ama bu günlerde Risale-i Nurlar’ı daha fazla okuma ve anlama fırsatları ortaya çıkmıştır. Evet, ekseriyetle insanlar evdeler ve kitap okumak ve meşgul olmak çok çok daha rahat ve kolay.
Risale-i Nurlar okunmalı. Anlamak ve hayata geçirmek, yaşamak için okunmalıdır. İktiran tabir edilen iki nimetin bilmeyerek ve istemeyerek birden yollanması ve birbirlerine vesile olarak gelmeleri Risale-i Nurlar’la meşgul olan insanlarda çok vukua gelen, olan bir hadisedir.
Eğer okunmak, anlamak, yaşamak ve anlatmak kasdıyla Risale-i Nurlar okunabilse; Hz. Bediüzzaman’ın dilinde: “Nurlar’la ya okumak ve okutmak veya yazmak suretindeki meşguliyet –tecrübelerle- kalbe ferah, ruha rahat, rızka bereket, vücuda sıhhat veriyor…”
“Risale-i Nur’un bir talebesi, Risale-i Nur’a çalışmadığının bir sebebi, derd-i maişetin ziyadeleşmesi olduğunu söyledi.
Biz de ona dedik: Risale-i Nur’a çalışmadığın için derd-i maişet sana şiddetlendi. Çünkü bu havalide her talebe itiraf ediyor ve ben de ediyorum ki, Risale-i Nur’a çalıştıkça, yaşamakta kolaylık ve kalpte ferahlık ve maişette suhulet görüyoruz…”
“Ben, pek kat-i bir surette ve bine yakın tecrübelerim neticesinde kat’i kanaatim gelmiş ve ekser günlerde hissediyorum ki, Risale-i Nur’un hizmetinde bulunduğum günde, o hizmetin derecesine göre kalbimde, bedenimde, dimağımda, maişetimde bir inkişaf, inbisat, ferahlık, bereket görüyorum. Hem orada iken, hem burada çok kardeşlerimden aynı hâlet-i hissettim ve ediyorum. Ve çokları itiraf ediyor ki, “Biz de hissediyoruz” derler. Hatta, size geçen sene yazdığım gibi, benim pek az gıda ile yaşadığımın sırrı, o bereket imiş…”
Fazla yazmaya, söylemeye lüzum yok, tecrübe vaziyetine girmeden… Risale-i Nur hizmetlerine devam inşallah… Sağlık, sıhhat ve afiyetle.