Herkes her işi yapamaz diye bir şey yoktur… Herkes her işi yapar da tam yapamaz.
Herkes her işin ehli olamaz. Ama her işi yapmaya kalkabilir…
Herkes her işin mükemmelliğini tam olarak bilebilir… Ama her işi mükemmel yapamaz…
Herkesin bir işi vardır… Fakat bütün işleri iyi niyetinden dolayı kendi işi zanneder…
Herkes her işinin tam yapılmasını ister… Ama kendi işlerinin eksik yapılmasını üstlenmez…
Herkes kendisini çok bilen kabul eder… Az bilenlerin elinde oyuncak olabileceğini hiç düşünmez…
Herkes olmak kolaydır… Kendi kendisine yetmeyi ve kendisi olmayı kabullenmek bile büyük bir olaydır…
Herkes karşısında yapılamayan işler için: “Herkes böyle yapıyor” demek dünyanın en kolay işidir…
Herkes iyi olurken; kötülere fırsat vermek, kendi kötülüklerini yenememekten kaynaklanıyor…
Herkes her zaman iyi olsun diyenler… Kendileri içinde arada sırada iyi olmayı muhakkak düşünebilmelidirler…
Herkesin en iyi tanımı hep birlikte toplum, ahali olabilmiş insanlar olmalıdır…
Herkes mazeret olmamalıdır… Herkesin ulaşmak istediği iyi ahali, iyi vatandaşlar olmalıdır…
Herkesin içinden birisi “Ben yaptım oldu!...” derse bilsin ki, herkesin hukukuna girmiştir…
Herkes tartılıp ölçülürken, kendimizi tartıdan ölçüden ayrı düşünmek adaletsizliğin en büyüğüdür…
Herkes çalışsın, ben yiyeyim, cümlesi beşerin en büyük belâlarından birisidir…
Herkesin kaçtığı, korktuğu değil; herkesin kucakladığı ve emin olduğu kişi olmak marifettir…
Herkesin hakkında rahat konuşup karar verdiğin gibi; kendi hakkında da konuşulup, verilen kararlara saygılı olmak gerektir…
Herkes ya hep, ya hiç diyebilir… Kendin için yalnızca ya hep demeye kendini zorlamamalısın…
Herkesle bir olmak dâvâsı ahiret hesapları noktasından pek geçersiz bir dâvâdır…
Herkesi iyi bil, bahtına çıkana razı ol… Kaderi tenkit edip, başını örse vurarak kırma…
Herkesten ziyade kendin kadere razı ol ki rahat edesin…